"إنه يحب" - Translation from Arabic to Turkish

    • seviyor
        
    • sever
        
    • bayılıyor
        
    • bayılır
        
    • hoşuna
        
    • severdi
        
    O oyunculuğu çok seviyor, küçüklüğünden beri hep aktör olmak istedi. Open Subtitles إنه يحب التمثيل، لطالما أراد أن يصبح ممثلاً. حتى في صغره
    The Dead'i seviyor ve o kadar da iyi durumda değil. Open Subtitles إنه يحب الرجل الميت لكنه، حسناً إنه ليس على ما يرام
    Şey, kahraman babasını seviyor, ama Scooter'ın Fıstık Ezmesi'ne bayılıyor. Open Subtitles حسناً .. إنه يحب والده البطل لكنه يحب زبدة سكوتر
    O insanları sever, eşyaları değil. Ama sarıya ayrı bir düşkündür, o da ayrı. Open Subtitles إنه يحب الناس على الرغم أنه يميل للون الأصفر
    900'lü hatları aramasın. Erotik hatlara bayılır. Open Subtitles ولا تدعه يقوم بالإتصال على رقم 900 إنه يحب الكلام البذيء
    Hayvanları çok seviyor. Hayvanat bahçesine gidince maymunların başından ayrılmıyor. Open Subtitles إنه يحب الحيوانات كثيراً، في الحديقة لا يمكنني إبعاده عن قفص القرود
    Ayağında donuyla bira şişesine yumulup televizyon izlemeyi seviyor. Open Subtitles إنه يحب مشاهدة التلفاز في ملابسه الداخلية وشرب البيرة
    Sadece bu parmağı seviyor bunu keşfetmem tüm gecemi aldı. Open Subtitles إنه يحب هذا الإصبع فقط و لقد استغرقت الليل بأكمله لإدراك ذلك
    Müziği çok seviyor, muhtemelen müzik dinlemeye gidiyoruz. Open Subtitles إنه يحب الموسيقى , لذا الأرجح سنذهب للإستماع إلى الموسيقى
    Ramen'i çok seviyor, onu Ichiraku'da sık sık görürüm. Open Subtitles إنه يحب الرامن ,لهذا أراه أغلب الأحيان في محل اتشيراكو
    - O yeni müşteriler seviyor. - Tabii. Bize katılmak ister misin? Open Subtitles . إنه يحب الزبائن الجدد بالطبع ، هل تريد أن تنضم إلينا ؟
    Kazanç olacaktır ama kız kardeşini seviyor ve bu bağ, düşündüğünden de güçlü. Open Subtitles إنه يحب أخته , وهذه الرابطة أقوى مما تعتقد
    Evet, şey, babama etrafı gösteriyordum ben de. İngiliz evlerini seviyor. Open Subtitles كنت أري لأبي المكان، إنه يحب البيوت الإنكليزية
    Avı hakkında teoriler kurmayı seviyor, rakipleri, basit avları falan önemsiyor. Open Subtitles يروق إليه بناء نظريات حول فريسته والتفكير بكيفية الحصول على قرين له ليحصل على تحد إنه يحب كل هذه التفاهات
    O çok zekidir. Bu onun için önemlidir. Zeki olmayı seviyor. Open Subtitles لأنه ذكي جدا , هذا مهم بالنسبة له إنه يحب أن يكون ذكي
    O maden ocağını sever hatta Jim'den bile fazla. Open Subtitles إنه يحب المنجم حتى أكثر من جيم حتى أكثر منك اسكت
    Onun istediği, öyle bir şey değil. Rack küçük kızları sever. Open Subtitles هذا ليس الشيئ الذي سيريده إنه يحب الفتيات الصغيرات
    Seni uyarmalıyım, kendi kendine konuşmayı sever. Open Subtitles علي أن أحذرك, إنه يحب سماع نفسه و هو يتحدث
    O şeylere bebek deniyor, sen sadece yürüyerek salla yürüyerek sallanmaya bayılıyor. Open Subtitles إنهم أطفال و هُم يحبّون طريقة، المشي و الهزّ إنه يحب هذه الطريقة أيضاً
    Ve kocan brüksel lahanasına bayılır, değil mi? Open Subtitles وزوجكِ إنه يحب براعم البروكسل ،أليس كذلك؟
    hoşuna giden her şeye dokunmak ister, kırmızı elbiseye de dokunmak istedi. Open Subtitles إنه يحب لمس ما يعجبه لذا حاول لمس لباس تلك المرأه الاحمر
    Ev hayvanlarını severdi. Open Subtitles إنه يحب الحيوانات الأليفة لم يهتمّ بالنّاس كثيراً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more