"إنه ينتظر" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyor
        
    • bekliyormuş
        
    Kardeşin sırasını savdı ve yukarıda diğer erkeklerin yanında bekliyor. Open Subtitles إنتهى بالفعل, إنه ينتظر مع الرجال الأخرين في الطابق العلوي
    Bay Mendez seni görmek istiyor. Delgado İstasyonu'nda bekliyor. Open Subtitles السيد مينديز يريد مقابلتك إنه ينتظر في استراحة ديلجادو
    Size söyleyebilecekmiş. Koridorda bekliyor. Open Subtitles الرجل قال أنه يمكنه إخبارك إنه ينتظر فى القاعه
    Bugünden beri bekliyor. Open Subtitles ,أريد فقط .. إنه ينتظر منذ الصباح .أوراقي كلها نظامية
    Yarım saattir bekliyormuş. Open Subtitles إنه ينتظر منذ نصف ساعة.
    Aramayı bekliyor. Open Subtitles إنه ينتظر مكالمة , الأشخاص الذين يتعامل معهم
    Orada bir mağarada bekliyor, ve istediği de o. Open Subtitles إنه ينتظر هناك في كهف ما, وهذا ما يريده.
    Orada bir mağarada bekliyor, ve istediği de o. Open Subtitles إنه ينتظر هناك في كهف ما, وهذا ما يريده.
    O sadece onun hakkında birkaç iyi şey söyleyelim diye bekliyor. Open Subtitles إنه ينتظر أن نقول مجموعه من الأشياء الجيده بخصوصه
    Ön duruşmayı bekliyor. İfade vermemiş. Open Subtitles إنه ينتظر الإجراء الأولي , لم يصدر أقوالاً
    Hazır olduğunuzda, size bilgi vermeyi bekliyor. Open Subtitles إنه ينتظر إخبارك بالمعلومات بمجرد أن تكون مستعداً
    Bir gün hepimizin gidip sevdiklerimizle buluşacağı o yerde bekliyor. Open Subtitles إنه ينتظر بذلك المكان حيث سنذهب جميعنا بيوم لكي نلتئم مع الذين نحبهم، وبذلك اليوم،
    Belgeyi onaylamak için bekliyor. Bana incelediğiniz söylendi. Open Subtitles إنه ينتظر إمضاء وثيقة قال بأنك تقومين بمراجعتها
    Hatta bekliyor. Open Subtitles ، إنه ينتظر على الخط إنها مكالمته الثالثة
    Çok önemliymiş. Birinci hatta bekliyor. Open Subtitles يقول إن الأمر هام للغاية إنه ينتظر على الخط رقم واحد
    Dördüncü bölmedeki adam ne olacak? Üç saattir burada bekliyor. Open Subtitles ماذا عن الرجل في الغرفة 4 إنه ينتظر منذ 3 ساعات
    Gitmeliyim, o aşağıda beni bekliyor. Seni çok seviyorum. Open Subtitles علي الذهاب, إنه ينتظر بالأسفل لكنني أحبك كثيراً
    Yani şu an durum şu ki, hayatına devam edebilmek için ölmemi bekliyor. Open Subtitles لذا بالطريقة التي أراها إنه ينتظر موتي، ليذهب لسبيله
    Dışarıda arabanın içinde seni bekliyor, acele et! Open Subtitles ‎احزمي حقائبك ‎إنه ينتظر بالخارج في العربة.. أسرعي‏
    Ufkun ötesinden daha büyük bir şeyler bekliyor. Open Subtitles إنه ينتظر شيئًا أكبر منهم ما لم يظهر في الأفق بعد
    Köşenin yanında bekliyormuş. Open Subtitles إنه ينتظر بجانب الزاوية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more