İnsanların kıçlarını koyacağı bir yerden daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ أكثر من مكانٍ يحطّ الناس عليه مؤخراتهم |
- Evet, Tamam. Evet, hak ediyor. | Open Subtitles | ـ أجل، حسناً ـ أجل، إنّها تستحقّ ذلك |
- Evet, hak ediyor. | Open Subtitles | أجل، إنّها تستحقّ ذلك |
Bunu hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ ذلك |
Boğulmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ الغرق. |
Güzelliğinin korunduğunu görmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ أن يُصان جمالها. |
Hayır, o adaleti hak ediyor. | Open Subtitles | كلاّ، إنّها تستحقّ العدالة |
Yaşamayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ العيش. |
hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ ذلك. |
House, bir şansı daha hak ediyor. | Open Subtitles | هاوس)، إنّها تستحقّ فرصةً أخرى) |
Gerçek bir hayat sürmeyi hak ediyor Hauser. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ حياةً حقيقيّة يا (هاوسر). |
Gerçek bir hayat sürmeyi hak ediyor Hauser. | Open Subtitles | إنّها تستحقّ حياةً حقيقيّة يا (هاوسر). |