"إنّهم لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • değiller
        
    • etmiyorlar
        
    • Onlar bir şey yapmayınca
        
    • bilmiyorlar
        
    İnsanlar senden kaçınıyor, senden küçük dozlar alıyorlar, seninle rahat değiller. Open Subtitles الآخرين يتجنّبونكِ دائماً ويحبّونكِ لفترةٍ قصيرة إنّهم لا يشعرون بالراحة معكِ
    Yiğit değiller. Kadını ben götüreyim. Open Subtitles إنّهم لا يحترِمون قوانين الرّجال دعني آخذ المرأة
    Sosyal incelikleri unuttuklarının farkında bile değiller. Open Subtitles إنّهم لا يفهمون أنّنا بالأحرى ننسى مذاق الاجتماعيّة.
    Benim adamlarımla aynı sahada olmayı hak etmiyorlar. Open Subtitles إنّهم لا يستحقون أن يكونوا على نفس البساط مع لاعبيّ
    Ödeme bekleyen ortaklarım var, ve bu adamlar bu iki yüzlü, bu para takıntılı aşağılık herifler inan bana, mazaret kabul etmiyorlar. Open Subtitles لدي شركاء يحتاجون لأجورهم وهؤلاء الرجال.. هذا النفاق الهوس المالي الأعمى ثق بي، إنّهم لا يقبلون بالأعذار
    Onlar bir şey yapmayınca, ben kendim yapmaya karar verdim. Open Subtitles إنّهم لا يتصرّفون، فقرّرتُ أن أتصرّف أنا.
    Onlar bir şey yapmayınca, ben kendim yapmaya karar verdim. Open Subtitles إنّهم لا يتصرّفون، فقرّرتُ أن أتصرّف أنا.
    Söylediklerine göre başka bir yere gönderilmiş... - ...ama nerede olduğunu bilmiyorlar. Open Subtitles فعلى ما يبدو أنّه في مرحلة النقل، وتلك وسيلتهم في قول إنّهم لا يعرفون مكانه
    Bu eşkıyanın adamı değiller. Open Subtitles إنّهم لا يركبون مع قاطِع الطّريق هذا
    Bizim gibi değiller. Buraya ait değiller. Open Subtitles ليسوا مثلنا إنّهم لا ينتمون إلى هنا
    Kamera karşısında utangaç değiller. Open Subtitles إنّهم لا يخجلون من الظهور أمامها
    Buraya ait değiller. Open Subtitles إنّهم لا ينتمون لهنا
    Beladan başka bir şey değiller! Open Subtitles إنّهم لا شيء غير المشاكل!
    Benim peşimde değiller, Nate. Open Subtitles إنّهم لا يسعون خلفي يا (نيت).
    Bu akşam onlara vermeyi planladığınız bu cezayı kesin suretle hak etmiyorlar. Open Subtitles إنّهم لا يستحقون هذا العقاب الذي تخططون له اليوم
    Bu benim suçum değil. Restoranda servis etmiyorlar. Open Subtitles آسفة هذا ليس خطأي، إنّهم لا يقدموه في مطعمي المُعتاد.
    - Kızdırmak istemiyorum ki. Ben onları her zaman kızdırırım, dert etmiyorlar. Open Subtitles أنا أُضايقهم طوال الوقت، إنّهم لا يُمانعون
    Onlar bir şey yapmayınca, ben kendim yapmaya karar verdim. Open Subtitles إنّهم لا يتصرّفون، فقرّرتُ أن أتصرّف أنا.
    Onlar bir şey yapmayınca, ben kendim yapmaya karar verdim. Open Subtitles إنّهم لا يتصرّفون، فقرّرتُ أن أتصرّف أنا.
    Onlar bir şey yapmayınca, ben kendim yapmaya karar verdim. Open Subtitles إنّهم لا يتصرّفون، فقرّرتُ أن أتصرّف أنا.
    Garsonlar devamlı öğlen yemeğine geldiğini söyledi, fakat bugün henüz gelmemiş. İsmini bilmiyorlar. Open Subtitles قال النادل أنّه زائر منتظم ، لكنّه لم يحضر اليوم إنّهم لا يعرفون اسمه
    bilmiyorlar. Birkaç hafta önce yeni bir çeteye girdi. Open Subtitles إنّهم لا يعرفون لقد إنتقل الى عصابة جديدة قبل بضعة أشهر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more