Ben en çok kraliçenin iki yüzlü halinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | إن أكثر شيء أكرهه؛ هو أن تتخذ الملكة دور النفاق، |
Senin bu iyiliğin beni çok rahatsız ediyor. | Open Subtitles | إن أكثر ما يزعجنى منك هو الخير اللعين الذى يملأك |
Dediğim gibi, dünyada en çok bağımlılık yaratan şeyler kafein ve nikotindir. | Open Subtitles | كنت أقول إن أكثر مادتين قابلتان للإدمان على وجه الأرض |
Amfibyumların sayıca en çok ve en başarılı olanları ise ayaklarını korumuşlar ve belirgin şekilde geliştirmişlerdir. | Open Subtitles | على أية حال .. إن أكثر الـبرمائيات تعدداً ونجاحاً هى التى بقيت أرجلها وتطورت بشكل كبير ومدهش |
Brezilya kültürünün ve halkının en kötü yanı sınıf ayrımcılığı diyebilirim.Böyle birşeyin varlığına inanmaları gerçekten çok kötü. | Open Subtitles | إن أكثر الأمور بشاعةً في ثقافة المجتمع البرازيلي و من أفضع الأمور |
İşimizle ve sıkıntılardan sıyrılmakla daha çok ilgileniyorum. | Open Subtitles | إن أكثر ما يقلقني هو عملنا والحصول على رأسي مرة أخرى فوق الماء. |
Yağmur ormanlarında türler çok daha fazladır. | Open Subtitles | إن أكثر الفصائل تنوعًا موجودة في الغابات المطرية. |
Beni en çok mutlu eden şey sahnedeyken, orada bulunan insanların benimle birlikte hisseden ve biliyorum ki onlara dokunabilmem. | Open Subtitles | إن أكثر لحظاتي سعادة هي حينما أؤدي على المسرح ويكون هنالك أشخاص يستشعرون ما أستشعره وأعلم أنني لامستهم. |
Yağmur ormanlarında türler çok fazladır ve tüm türlerin %75'i yağmur ormanlarında yaşar. | Open Subtitles | إن أكثر الفصائل تتواجد في الغابات المطرية. وما يقارب 75% من جميع الفصائل تعيشُ في الغابات المطرية. |
(Gülüşmeler) En çok hafife aldığım bir şey de duygusal tükenmişlik idi. | TED | (ضحك) إن أكثر ما استهونت به هو التعب العاطفي. |