"إن المكان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Burası
        
    • yer
        
    • çok
        
    • dolu
        
    Burası ne güzel. Diğer koğuşlardan çok farklı. Open Subtitles إن المكان هنا لطيف ، هناك فارق بينه و بين العنابر الآخرى
    Burası çok karanlık. Seni güçlükle görebiliyorum. Open Subtitles إن المكان مُظلم هُنا بالكاد أستطيع رؤيتكى
    Burası 10 dakika içinde havaya uçacak dedi. Open Subtitles قالت إن المكان سينفجر خلال 10 دقائق ليس هناك ما هو أسوأ
    Evet. Kaldığı yer, birisi pencereye dokunursa havaya uçacak şekilde tuzaklanmış. Open Subtitles نعم,إن المكان الذي يسكن فيه مجهز لينفجر إن قمنا بمجرد التربيت على النافذة
    Arka taraf hoş ve ıssız bir yer. Kimse çığlığını duymayacak. Open Subtitles إن المكان هنا لطيف ومنعزل لن يسمع أحد قط صراخها
    İçerisi ibne dolu. Open Subtitles تباً لك لا أعرف لماذا تنتظرون إن المكان سيء جداً في الداخل كل الموجودين في الداخل حمقى أتريد هذا ؟
    - Artık söylemene gerek yok adamım. Burası ne kadar sıcak. Open Subtitles لا تقل شيئا أخر يا رجل إن المكان حار هنا
    Burası hiç kullanılmamış gibi görünüyor. Open Subtitles إن المكان ، يبدو كما لو لم يسبق إستخدامه ، من قبل إطلاقاً
    Bu, Burası ruhlarla dolu dediğimizde aslında anlatmaya çalıştığımız şey değil midir? Open Subtitles أليس هذا جزءاً كبيراً مما نعنيه عندما نقول إن المكان مضطرب ملىء بالأرواح ؟
    Memleket hasreti mi nedir, Burası acayip taşra geliyor. Sanki sinekler... Burada niye bu kadar sinek var? Open Subtitles إن المكان ريفي جداً هنا إنه مليء بالذباب لماذا يوجد الكثير من الذباب هنا ؟
    Burası donmuş kayalar ve buzdan kürelerle dolu. Open Subtitles إن المكان يعج بالصخور المتجمده .. والأجسام الثلجية
    Burası sıkışık falan değil. Open Subtitles إن المكان هنـا ليس بضيـق إنـه ليس كذلك ليس كذلك علـى الإطـلاق
    Cehennem gibi Burası. Bütün kaloriferleri açmışsın. Hem de böyle güzel bir havada. Open Subtitles إن المكان مكتومٌ هنا، يجب أن تُشغلين احدى هذه المهويات واليوم أكثرُ الأيام روعةً
    Görünüşe göre tam bir katliam. Her yer kanla kaplıydı. Open Subtitles من الواضح أنها مذبحة جماعية إن المكان مغطى بالدماء
    Giysileri atabileceği tek mantıklı yer depolama tesisi olmalı. Open Subtitles إن المكان الوحيد المعقول سيكون التخلص من الملابس في وحدة التخزين
    İkinci gidişinde her yer aklındadır. Open Subtitles الدقيقة التالية، إن المكان ذاكرة.
    Adımlarınıza dikkat edin, buraları çok kaygandır. Open Subtitles سيكون عليكما الإحتراس لخطواتكما إن المكان زلق للغاية فى الأسفل
    Buraya hiç inmemeliydik. çok tehlikeli. Open Subtitles ما كان ينبغى علينا النزول إلى هنا ، إن المكان خطير للغاية
    Kuru samanla dolu. Bir meşale gibi yanabilir. Open Subtitles إن المكان مليء بالقش الجاف المكان بأكمله كالمشعل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more