Belki de ben, bu şeyleri kurtarabilir miyim diye bakarken sen de sessiz olmak istersin? | Open Subtitles | ربما عليكِ الهدوء بينما أقرر إن كنت أستطيع الإحتفاظ بهم |
Bu işi halletmek için, seni kandırabilir miyim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | وتحقيقاً لهذه الغاية كنت أتساءل إن كنت أستطيع إقناعكِ بتركيب هذه |
Bir röportaj yapabilir miyim diye merak ettim. | Open Subtitles | أردت أن أرى إن كنت أستطيع أن أحصل على مقابلة |
Ayrıca onunla baş başa kalırsam kendimi zapt edebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعلم إن كنت أستطيع السيطرة على نفسي ، إن أمسكته لوحده |
- Eşleşme var mı diye, parmak izini veri tabanında aratacağım. | Open Subtitles | سأفحص بصماته عبر قاعدة البيانات، لأرى إن كنت أستطيع الحصول على تطابق. |
Onu kanıtlardan çıkarmaya çalışacağım ve ne olduğuna bakabileceğiz. | Open Subtitles | أنا أحاول الحصول عليها من الأدلة وإرى إن كنت أستطيع معرفة ماهيتها |
Şapkamı değiştirebilecek miyim bir bakacağım. | Open Subtitles | سوف أتأكد إن كنت أستطيع تبديل قبعتي |
Hastane personeli arasındaki çatışmaların nasıl çözüldüğü üzerine bir çalışma yapacağım ve sizi gözlemleyebilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | لذا سأقوم بهذه الدراسة عن النزاعات بين موظفي المستشفى لذا, كنت أتسائل إن كنت أستطيع الأخذ بإستشارتك؟ |
Sizi, hiç ücret almadan istediğiniz yere götürebilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | لا , لا , لا أريدكما أن تدفعا أريد أن أسألكما ما إن كنت أستطيع أن أقود لكما طوال الوقت و بدون تكلفة |
Karşılamanızı istemiyorum. Sizi, hiç ücret almadan istediğiniz yere götürebilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | أريد أن أسألكما ما إن كنت أستطيع أن أقود لكما طوال الوقت و بدون تكلفة |
Aslında üçüncü bir parça daha ekleyebilir miyim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | في الواقع, لقد كنت أتساءل إن كنت أستطيع إضافة قطعة شطرنج ثالثة |
Arkadaşın bana geldi, işlenmemiş taşlar için 5 milyon bulabilir miyim diye sordu. | Open Subtitles | صديقك أتى إلى وسألنى إن كنت أستطيع أن أحول 5 ملايين دولار إلى قطع أحجار صغيرة |
Bunu Yapabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنت أستطيع أن أكمل هذا يا رجل حقا؟ |
Colleen bana 30 dakikalık bir komedi gösterisi yapabilir miyim diye sordu. | Open Subtitles | إن كنت أستطيع تقديم عرض كوميدي من 30 دقيقة |
Onu ayrıştırıp kendi hücrelerimde aynısını yapabilir miyim diye bakmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أري إن كنت أستطيع فصل تلك المادة وأجعلها تندمج في خلايا جسدي |
Buna devam edebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنت أستطيع الاستمرار بهذا |
Buna devam edebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أدري إن كنت أستطيع فعل هذا بعد الآن |
Aslında harika biri, güzel, hatta çok güzel bu inkar edilemez ama ilişki bazında ve affedersin ama ve cinsel olarak onunla baş edebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أقصد ، إنها رائعة ، جميلة إنها جميلة جداً ذلك لا يُنكر ، لكن بالنسبة لعلاقة جدّية... عذراً ، لكن على صعيد الجنس لا أعرف إن كنت أستطيع التعامل مع ذلك |
Hep etrafa bakmak istemiştim var mı diye. | Open Subtitles | لطالما أردت أن ألقي نظرة في الأنحاء، أرى إن كنت أستطيع العثورة على إحداها |
Ama yine de tarayıp bir şeyler bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | لكن سأقوم بمسحه ضوئياً لأرى إن كنت أستطيع إيجاد شيء. |
Ben gidip Dempsey denen çocuğu göreceğim kurbanlar hakkında başka bir şeyler bulabilecek miyim bir bakacağım. | Open Subtitles | سأحاول. حسناً، سأستجوب ذلك الفتى، (ديمسي)، لأرى إن كنت أستطيع اكتشاف شيء جديد عن الضحية. |