Öyle idealleri ve belirli şeyler üzerine farklı bakış açıları var ki zamane kızlarının kıyas yapılamaz şekilde üzerinde. | Open Subtitles | إن لديها مثاليات ووجهات نظر بخصوص الأشياء إنها تفوق الفتيات اللاتى نراهن هذه الأيام ، ليس هناك وجه للمقارنة |
Yüzme havuzları gibi yüzme havuzları var, Esnek saatleri var, sosyal bir kalbi, ortak alanları var, sizin de doğa ile bağınız var. | TED | إن لديها مرافق مثل حمام السباحة، كما لديها مرونة الوقت، لديها قلب اجتماعي، مساحة، لديك اتصال مع الطبيعة. |
Sonra "The Triptych"i bağlayan 5,5 metre uzunluğunda yılan kuyruğu var. | TED | ثم إن لديها ذيل ثعبان طوله 18 قدما يربط "اللوح الثلاثي" |
Daha demin bana zengin bir kız kardeşi olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لمَ لا ؟ لقد قلتِ لي للتو إن لديها أختاًغنية. |
Su nakledeceğimize, ve bu iş için insan gücü kullanacağımıza, Doğa Ana'yı kullanalım. Harika bir sistemi var. | TED | بدلاً عن شحن المياة، وإستخدام عملية معالجة بواسطة الأيدي لفعلها، لنستخدم الطبيعة الأم. إن لديها نظام رائع. |
Pansiyonda birkaç eski ahbabı var. | Open Subtitles | إن لديها بعض الأصدقاء المقربين و أعتقد أنها كانت تتطلع إلى |
İnanılmaz gülünç bir gırtlak temizleme tiki var. | Open Subtitles | إن لديها تلك الحشرجة المذهلة عبر حنجرتها و تصدر صوتاً مثل |
Hayır, onun kurtarması gereken kendi masumu var. | Open Subtitles | لا ، إن لديها البريء الخاص بها كي تنقذه. |
Onun harika bir vücudu var. | Open Subtitles | ماذا هل أنت مجنون؟ إن لديها جسماً مثالياً |
İhtiyar kadını iyi dinle. Anlatacak hikâyeleri var. İstediğin kadar dur. | Open Subtitles | استمع إلي القبة القديمة ، إن لديها قصص لتحكيها |
Siyah deri ceketi falan bile var. | Open Subtitles | حتى إن لديها معطفًا جلديًا أسود وكل شيء. |
Sorunu var. Kaynatıyor. | Open Subtitles | إن لديها مشكلة، لا تستطيع كتمان الأسرار. |
Çıldırır. Çıldırma kapasitesi var. | Open Subtitles | ستخبرهم , ستخبرهم إن لديها القدره على الإخبار |
Mesela sürekli anlattığı bir nişanlısı var. | Open Subtitles | مثلًّا إن لديها خطيب ، دائمًّا تصرح بمشعرها المتدفقة حوله. |
Sookie'de insanlari bezdirme egilimi var. | Open Subtitles | إن لديها عادة فى إنزال مصائبها على رؤوس الآخرين |
10 yaşında bir kızı olduğunu ve onu annesine verdiğini iddia ediyordu. | Open Subtitles | بلى,إن لديها طفلة في العاشرة من عمرها تّدعي انها أعطتها إلى والدتها. |
Annem burada gizli bir kutusu olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أخبرتنى أمى إن لديها صندوق سرى بالأسفل هنالك |
Sadece o yoktu. Her limanda bir doktoru vardı. | Open Subtitles | ليس بمفرده، إن لديها طبيبًا فى كل مكان |
Dostum, bana hiç bahsetmediği bir banka hesabı varmış. | Open Subtitles | يا رجل، إن لديها حساب بنكي لم تخبرني عنه من قبل |