Ama bak sana ne diyeceğim, Eğer yapmazsan, umrumda da değil. | TED | موافق . لكن إن لم تفعل ذلك، أتعرف ماذا، عليك اللعنة. |
Eğer yapmazsan asla huzura kavuşamazsın | Open Subtitles | لن أحصل على قطعةٍ من قلبك إن لم تفعل هذا |
Eğer yapmazsan seni asla ciddiye almayacaktır. | Open Subtitles | إن لم تفعل ذلك، فهي لن تأخذك على محمل الجدية أبداً |
Aksi halde, gücünüz sizi, siz de başkasını mahvedeceksiniz. | TED | إن لم تفعل ذلك، ستدمّرك قوتك، وبالتالي ستدّمرُ أنت الآخرين بدورك. |
Eğer bunu yapmazsanız evden çıktığımızda bizi yiyecekler ve tüm köyü yok edecekler. | Open Subtitles | إن لم تفعل فقادة المكان قد دمروا القرية بأكملها |
Güzel, yarının umurunda olmasına başlamasının çünkü umurunda olmazsa üç hafta sonra uyanıp bunun hayatındaki en büyük hatalardan biri olduğunu fark edecek ve yaptığın şeyin Mike'ın kurtarmak için hapse girdiği şeyden vazgeçmek olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | حسنا , ربما يجب أن تبدأ بالإهتمام حول الغد لأنه إن لم تفعل ستستيقض بعد ثلاثة أسابيع من الأن وستعرف أن هذا كان |
Seni aramam, seni takip etmem ama bırakmazsan, seni ararım. | Open Subtitles | لن أبحث عنك لن أطاردك لكن إن لم تفعل سأبحث عنك |
Bunu sen yapmazsan, yapabilecek bir yere gideceğim. | Open Subtitles | إن لم تفعل شيئاً الآن فسأضطر للبحث عن مكان |
Güzel, çünkü Eğer yapmazsan bu şişeyi alıp karpuz kafanda parçalayacağım. | Open Subtitles | جيِد, لأن إن لم تفعل فسآخذ هذه العلبة وسأحطمها على رأسك الكبير |
- Çık dışarı. - Eğer yapmazsan ikimizi de öldürecek. | Open Subtitles | أخرج من سيارتي - إن لم تفعل هذا سيقتلنا جميعاً - |
Ayrıca Eğer yapmazsan herkese altına işediğini söylerim. | Open Subtitles | {\cHFCCAFF},بجانب,إن لم تفعل {\cHFCCAFF}سوف أخبر الجميع {\cHFCCAFF}.إنك تبولت في سروالك |
Ama Eğer yapmazsan, buraya tekrar gelemezsin. | Open Subtitles | لكن إن لم تفعل لن تعود إلى هنا |
"Ve Eğer yapmazsan kimin canı yanacak?" | Open Subtitles | ومَن سيصاب بأذى إن لم تفعل ذلك؟ |
Eğer yapmazsan seni terk ederim. | Open Subtitles | إن لم تفعل سأتركك |
Geçmişi unut, Eğer yapmazsan, seni öldürecekler, Kyle. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن طرح الأسئلة! أنسى أمر ماضيك , لأنك إن لم تفعل, سوف يقتلوك, (كايل). |
Pekala, çünkü Aksi halde okulun dağıtıldığı gece okula zorla girenin oğlunuz olduğu gerçeğini gizlediğinizi müfettişe anlatırım. | Open Subtitles | حسنا, لأنه إن لم تفعل سأخبر المديرة التنفيذية كيف تسترت على حقيقة أن إبنك |
Aksi halde Tanrı'nın buyruğuna uyup bildiklerimi anlatmak zorundayım. | Open Subtitles | إن لم تفعل ذلك , عليّ أن أطيع ألله و أعلن عنها |
Birbirini sevmeyen insanlar birbirlerine kucak açıyor ve birlikte hareket ediyorlar, bir partinin bütünlüğü için çok önemli bir etken ve Eğer bunu yapmazsanız parti yıkılabilir. | TED | الناس الذين لا يحبون بعضهم يتوجب عليهم احتضان بعضهم والوقوف معا. وهذا أمر أساسي بلا ريب لتماسك الحزب، وقد يتفكك الحزب إن لم تفعل ذلك. |
Eğer bunu yapmazsanız ve elinizi bıçağa kaptırırsanız aldığınız tüm o piyano derslerini unutsanız iyi olur. | Open Subtitles | إن لم تفعل ستعلق يدك حين يسقط هذا النصل |
Amerika Japonya'yı teslim olmaya... ve eğer olmazsa ikinci bir... atom bombası atacaklarına dair bir ültimatom yayınladı. | Open Subtitles | أطلقت الولايات المتحدة انذارا نهائيا... تطالب باستسلام اليابان به... وتهدد باسقاط قنبلة ذرية ثانية إن لم تفعل ذلك |
Ama bırakmazsan seni ararım. | Open Subtitles | لكن إن لم تفعل سأبحث عنك |
sen yapmazsan ben yapacağım. | Open Subtitles | حسناً، إن لم تفعل شيئاً سأفعل أنا |