"إن لم تمانعي" - Translation from Arabic to Turkish

• Sakıncası yoksa
• İzin verirsen
• mahsuru yoksa

Aslında çıkıyordum, eğer Sakıncası yoksa.
أنا في الواقع في طريقي للخارج، إن لم تمانعي

Sakıncası yoksa, köpeğimi arabanızın etrafında dolaştırmak istiyorum, ...siz de ondan sonra yolunuza devam edersiniz.
لكن إن لم تمانعي أود أن أضع كلبي حول السيارة ثم تمضون في طريقكم

Sakıncası yoksa yüreğini açan hangi tanrıysa ona dua edeceğim.
و إن لم تمانعي سأصلي بعض صلوات الشكر للإله الذي فتح قلبك

Sakıncası yoksa, bunu itiraf etmemeyi tercih ederim.
أفضّل ألا أعترف بذلك، إن لم تمانعي.

İzin verirsen, Missisippi'yi, bize bağıracak ve belki de bize ateş edecek insanları Kaliforniya'ya gittikten sonra görmeyi tercih ederim.
إن لم تمانعي أفضّل أن اواجه ميسيسبّي وأولئك الناس يصرخون في وجهي وربما اصاب بطلقة نارية , بعد أن أذهب لكاليفورنيا

Eğer senin için mahsuru yoksa, gitmek yerine burada kalıp vakti geldiğinde babanla ilgili tüm hazırlıkları ben halledebilirim.
إن .. إن لم تمانعي فبدلاً من العودة , سأبقى هنا و أحضّر جميع الترتيبات بشأن نقل والدكِ حين يحين الوقت

Kızla bir bağlantısı var. Eğer Sakıncası yoksa.
لديه علاقة مع الفتاة إن لم تمانعي

Eğer Sakıncası yoksa biraz yön bilgisine ihtiyacım var.
أريدك أن تكوني دليلتي إن لم تمانعي

Senin için bir Sakıncası yoksa burada biraz takılacağım.
سأبقى هنا لبعض الوقت إن لم تمانعي ذلك

- Eğer istediğiniz buysa. - Bu. Sizin için bir Sakıncası yoksa.
إن كان هذا ما ترغبين - أجل إن لم تمانعي -

Hanımefendi, Sakıncası yoksa telefonunuzu ödünç alacağım.
سيدتي إن لم تمانعي سأستعير هاتفك

- Haklı olabilirsiniz, ancak, ...Sakıncası yoksa, arabamda bir K-9 var.
إن لم تمانعي لدي جهازي في السيارة

Ama sormamın Sakıncası yoksa bunu nasıl öğrendin?
ولكن إن لم تمانعي سؤالي كيف عرفتِ ذلك

Eğer Sakıncası yoksa birkaç akşam burada kalacağım.
سوف أبقى هنا عدة أيام إن لم تمانعي

Sakıncası yoksa, özel olarak.
على انفراد إن لم تمانعي

Sakıncası yoksa babasının nerede olduğunu sorabilir miyim?
إن لم تمانعي سؤالي... فأين والدها؟

Eğer sizin için bir Sakıncası yoksa Bayan Florrick, bence çelişki gibi görünmesinden kaçınmamız en iyisi olacak.
إن لم تمانعي سيدة ـ (فلويك) ـ .. أظن أنه من الأفضل أن نتجنب

Sakıncası yoksa burada seninle bekleyeceğim.
سأنتظر معكِ هنا إن لم تمانعي

Özel olarak. Sakıncası yoksa...
بانفراد إن لم تمانعي

İzin verirsen söyleyeyim, oldukça iyi toparlanmışsın.
أنتِ تبدين أنيقة بشكل رائع إن لم تمانعي قولي هذا

Danielle ile konuşuyorum, mahsuru yoksa.
أفضّل أن أتناقش مع (دانيال) إن لم تمانعي