| Bence hayat bir hediye , ve ben onu harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | أتخيل أن الحياة هدية ولا أنوي إهدارها أبداً |
| Onu da park yerinde birileriyle konuşarak harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد إهدارها بالكلام مع شخص ما متأنق في موقف للسيارات |
| Anonimliğinin uzun yolunda yürürken hayatın iğrenç bir şekilde boşa gittiğini de. | Open Subtitles | وبشاعة إهدارها للحياة بصفتي سرت مجهولاً في طابورها الطويل |
| Anonimliğinin uzun yolunda yürürken hayatın iğrenç bir şekilde boşa gittiğini de. | Open Subtitles | وبشاعة إهدارها للحياة بصفتي سرت مجهولاً في طابورها الطويل |
| Boşa harcayamayacağımız, paha biçilemez bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة ثمينة لا يسعنا إهدارها |
| Boşa harcayamayacağımız, paha biçilemez bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة ثمينة لا يسعنا إهدارها |
| Tabii şu rezaletten bahsetmiyorum. Kızı Ziyan edecek değildim ya? | Open Subtitles | وليس هذا العبث - ما أمكنني إهدارها أيضًا، صحيح؟ |
| Bunu da harcamak ayıp olur gibi geldi. | Open Subtitles | سيكون من المؤسف إهدارها. |
| Ziyan olursa gerçekten yazık olacak. | Open Subtitles | ولكن كان من الفظيع إهدارها |
| Ziyan edilmemesi gerekir. | Open Subtitles | لا يجدر بكِ إهدارها. |