Güvenlik memurları Bennett ve Edison bunu olay yerinde buldular. | Open Subtitles | ضباط الأمن بينينت و إيديسون وجدت هذا في مكان الحادث |
Martha, Tom Edison'ın bu sabah gizlice kulübenden çıktığını görmüş. | Open Subtitles | النوم في الليل؟ مارثا رأت توم إيديسون يتسلل اليها في العلية مبكراً هذا الصباح. |
Tom Edison ecza dolabından bir miktar para çalındığını ve Grace'ten şüphelendiğini söylemişti. | Open Subtitles | توم إيديسون العجوز كَانَ عِنده مبلغ بالغ من المال تم سرقته من دولاب الدواء. و كل الشكوك حامت حول غرايس، |
Lider ya o ya da dürüstlük abidesi Edison Davis olacak. | Open Subtitles | إما يكون هو أو سيكون سيناتور النزاهة إيديسون دايفيس. |
Hawley'yi desteklese de Edison kazansa keşke. | Open Subtitles | في قلبي أتمنى أن يدعم هاولي، لكي يربح إيديسون. |
Bu durumda yeni çoğunluk lideri Edison olacaktır. | Open Subtitles | ما يعني أن إيديسون سيكون رئيس الأغلبية الجديد. |
İyi geceler Edison. Times'ın sayfasını yenileyince bunu gördüm. Baksana şuna. | Open Subtitles | ليلة سعيدة، إيديسون. وجدت هذا المقال على صفحة التايمز. |
Senatör Edison Davis'e resmi bir mektup getirdim. Mektupların artık benim evime mi geliyor? | Open Subtitles | لدي رسالة رسمية للسيناتور إيديسون دايفيس. |
- Yüzük değildir o. Bir de ben bakayım. Edison evlenme teklif etmiş olabilir mi? | Open Subtitles | دعيني أرى. أتعتقد أن إيديسون عرض عليها الزواج؟ |
Edison bana yüzük verdi ve evlenme teklif etti. | Open Subtitles | إيديسون عرض علي الزواج. وقد أعطاني خاتماً. |
Ne olursa olsun, Edison'ın evlenme teklifini kabul etme. | Open Subtitles | مهما كانت المشكلة، لا تقولي أنك ستتزوجين إيديسون. |
Çok düşünmüşsün Tom Edison. | Open Subtitles | لقد فكرت تفكيراً عميقاً،توم إيديسون. |
Ben biliyorum. Çünkü ben Nikola Tesla ya da Thomas Edison gibiyim. | Open Subtitles | بلى "أنا مثل "نيكولاس تيسلا" و "توماس إيديسون |
Edison Davis'le yine görüştüğünü duydum. | Open Subtitles | سمعت... أنك تلتقين إيديسون دايفيس مجدداً. |
"Birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum" derse Edison'ın adaylığının güme gideceği kesin. | Open Subtitles | طبعاً يشجع إيديسون... يقول أنه رجل سيكون سعيداً بالعمل معه. |
Hoşça kal. Hükümet, B613 programında görev alan ajanları tanıyıp korumaya hazır mı Edison? | Open Subtitles | إلى اللقاء. يجب أن أعرف، إيديسون. |
Edison'ın evlenme teklifini kabul etme. | Open Subtitles | لا تقولي أنك ستتزوجين إيديسون. |
İyi! O hâlde Edison tüpünü ver, biz de sensiz gidelim. | Open Subtitles | -حسنا، أعطيني "أنبوب إيديسون" وسأذهب بدونكم |
- Neden şu Edison tüpünü bana vermiyorsun? | Open Subtitles | -لما لا تعطيني "أنبوب إيديسون" فحسب -لن أعطيك أي شيء، وأنا .. |
NPR ve Edison Research anketine göre her altı Amerikalıdan birinde akıllı hoparlör var, bu da evlerinde bir sanal asistan olduğu anlamına geliyor. | TED | وفق دراسة أجرتها الإذاعة الوطنية العامة وشركة "إيديسون ريسورتش" فإن واحدًا من ستّة أمريكيين بالغين يمتلك اليوم مكبّر صوت ذكي، ممّا يعني أنّ لديه مساعدًا افتراضيًّا في المنزل. |
Leydi Eddison, odalarınızda rahat hissetmenizi arzuluyor. | Open Subtitles | طلبت الليدي (إيديسون) أن تأخذوا راحتكم في غرفكم |