Parlıyorsun Frances. Doğu Londra'nın yıldızı gibisin. | Open Subtitles | أنتِ فاتنة يا (فرانسيس) تُشبهين نجمات "إيست إيند" |
Nihayet eski Doğu Londra ile Altın Batı'nın sınırını geçmişti. | Open Subtitles | "لقد عبر أخيراً الحدود بين (إيست إيند) القديمة والمراعي الخضراء في (غلودن ويست)" |
Batı Londra'daki Marble Arch'ın oraya taşındık ama ikimiz de Doğu Londra'yı özlemiştik. | Open Subtitles | "بدأنا حياتنا بالقرب من (ماربل رش) في غرب (لندن)" "ولكن كلانا إشتاق لـ(إيست إيند)" |
Daha çok Doğu Londra'nın fahişesi gibi. | Open Subtitles | بل أقرب من عاهرات "إيست إيند" |
- Doğu Londra'dan beni ne kurtaracaksa işte. | Open Subtitles | أجل، أي شيء للخروج من (إيست إيند) |
- Doğu Londra o kadar da kötü değildir. | Open Subtitles | حسناً، (إيست إيند) ليست بهذا السوء |
- Doğu Londra'nın neyi varmış? | Open Subtitles | وما مشكلة (إيست إيند)؟ |
Doğu Londra tarzı budur Frances. | Open Subtitles | مهلاً، نجمة (إيست إيند) |