Doğu Lisesi'ndeki işleyişi öğrenmek için bu işi aldım. Artık öğrendim. | Open Subtitles | لقد قبلت بوظيفتك لكى أتعلم أساسيات (إيست هاى) والآن لقد تعلمتها |
Doğu Lisesi'ne Londra'dan transfer oldum ve panoda bir kişisel asistana ihtiyacınız olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد حولت من (مدرسة لندن) إلى (إيست هاى) وقد لاحظت على اللوحة إنك تحتاجين إلى مساعد شخصى |
Ve Doğu Lisesi tarihinde ilk defa Juilliard Okulu dördünüzden birini burs için düşünüyor. | Open Subtitles | ولأول مرة فى تاريخ (إيست هاى) (جوليارد) ستختار أربعة منكم لتمنحكم منحة دراسية |
İnanmayabilirsin, ama dediğine göre Doğu Lisesi'nin yemekleri daha iyiymiş. | Open Subtitles | صدق أو لا تصدق ، إنها تقول الطعام أفضل فى (إيست هاى) |
Sen Doğu Lisesi'ne geldikten sonra değişen tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | أتعلمين ، أنا لست الوحيد الذى تغير عندما جئت إلى (إيست هاى) |
Sorun şu ki, Doğu Lisesi sen gelince değişti. | Open Subtitles | المشكلة هى أن (إيست هاى) تغيرت عندما وصلتى إلى هنا |
Sen Doğu Lisesi'ne veda etmeye hazır olabilirsin ama Doğu Lisesi sana veda etmeye hazır değil. | Open Subtitles | قد تكونى مستعدة لتودعى (إيست هاى) ولكن (إيست هاى) غير مستعدة لتوديعك |
Bayan Evans gelecek sonbahar Doğu Lisesi'ne dönüp Tiyatro Bölümünü yönetmeme yardımcı olmayı kabul etti. | Open Subtitles | أنسة "إيفانز" وافقت على القدوم إلى (إيست هاى) فى الخريف القادم لمساعدتى فى إدارة قسم الدراما المسرحية |
Doğu Lisesi Yaban Kedileri'nin arşivlik bir zaferi! | Open Subtitles | فوز (إيست هاى وايلد كاتس)! للكتاب السنوى المصور |
Doğu Lisesi, öğretmenlerimizin tabuları yıkmayı cesaretlendirdiği bir yer. | Open Subtitles | (إيست هاى) هى المكان الذى قام فيه المدرسون بتشجيعنا على هذا الوضع |
Doğu Lisesi demek, hayatımızın sonuna dek sürecek dostluklar demek. | Open Subtitles | (إيست هاى) تملك الأصدقاء الذين سيبقون أصدقاء لبقية حياتهم |