Peki, ölmeden önce neden inançlarını kaybedip o şeye tapmaya başlıyorlar? | Open Subtitles | لكن لماذا يفقدون إيمانهم قبل موتهم و يبدأون في عبادته ؟ |
Vatandaşlar sözümüze olan inançlarını yitirmeye başlıyorlardı. | TED | بدأ المواطنون يفقدون إيمانهم في وعودنا. |
Kutsal metinlere inanan bir dünyada evrim ve jeoloji yüzünden yaradılışa olan inançları sarsılan insanlar için büyük bir heyecan, bu kutsal metinlerin tarihsel olarak doğru olduğunun kanıtı. | TED | وحماس عظيم لعالم حيث أولئك الذين يؤمنون بالكتب المقدسة قد تمت زعزعة إيمانهم بالنشوء عن طريق التطور وعلم الأرض كان دليلا هنا على أن الكتب المقدسة كانت صحيحة تاريخيا. |
Kernof'lar dindar insanlar ancak inançları onları avutmakta yetersiz. | Open Subtitles | آل كيرنوف متديّنون, لكن إيمانهم يمنحم راحة قليلة. |
Bazısı bu dünyadan göçtü diğerleri inancını kaybetti. | Open Subtitles | البعض منهم توفّي و البعض الآخر تركوا إيمانهم |
Bu ülkenin insanlarına inançlarının bir anlamı olduğunu görme şansı vermeye mecbursunuz. | Open Subtitles | أنتم مدينين لشعب هذهِ البلاد بفرصة لإستبيان أن إيمانهم كان يساوي شيء. |
Sonra inançlarını kaybeden çocuklar gibi oldular. | Open Subtitles | آنذاك أصبح القوم كالأطفال الذين فقدوا إيمانهم |
Sonra inançlarını kaybeden çocuklar gibi oldular. | Open Subtitles | آنذاك أصبح القوم كالأطفال الذين فقدوا إيمانهم |
Cesaretlerini, Takdiriilahi'ye olan inançlarını kaybettiler. | Open Subtitles | فقدو شجاعتهم، كما فقدو إيمانهم في الله. فقدو شجاعتهم، كما فقدو إيمانهم في الله. |
Kimileri, inançlarını kanıtlamak için zehirli yılanlarla uğraşıyor. | Open Subtitles | بعض الناس يعالجون أنفسهم بالأفاعى السامة لإثبات إيمانهم |
Müziğe olan inançlarını mı kaybetsinler? | Open Subtitles | سوف يكون التأثير عليهم سئ سوف يفقدون إيمانهم بالموسيقى |
Müziğe olan inançlarını mı kaybetsinler? | Open Subtitles | سوف يكون التأثير عليهم سئ سوف يفقدون إيمانهم بالموسيقى |
İnançları, soru sorulduğunda... - ...sessizliğin yayılacağıdır. | Open Subtitles | إيمانهم الأساسي هو أن الصمت سيعم عندما يُطرح السؤال |
Bana olan inançları sayesinde bunu başarabileceğime güvendim. | Open Subtitles | الذين إيمانهم منحني الثقة لأؤمن انه يمكنني ان أفعل ذلك |
İnsanlar bu küçük makinelerinizi öğrenirlerse, inançları yerle bir olur. | Open Subtitles | ذلكَ يعني إنْ إكتشف الناس أمر مكائنكم الصغيرة فسيُفسد ذلكَ إيمانهم |
Ve neredeyse herkes, hem bugüne hem de geleceğe olan inancını yitirmiş. | Open Subtitles | ومعظم الناس قد فقدوا إيمانهم بالمستقبل والحاضر |
Pek çok kişinin inancını yitirdiğinin farkındayım ama bendeki inanç her zamankinden daha kuvvetli. | Open Subtitles | أعلم أن عدد كبير من الناس خسروا إيمانهم و لكن إيماني أقوى مما كان عليه من قبل |
Bazen insanlar inançlarının ödüllendirilmesini hak eder. | Open Subtitles | أحيانا الناس تستحق أن يتم مكافأتهم على إيمانهم |
Eğer insanlar şeytanı görürse imanları ve kiliseye güvenleri artar diyorlar. | Open Subtitles | يقولون بأن الناس حين يرون الشيطان فإن إيمانهم بالرب والكنيسة سيزداد |
Uzayın dibinde tanrı inancı edinen mahkumlar. | Open Subtitles | الذين وجدوا إيمانهم فى نهاية الكون؟ |
Niyetleri pek de merhamet ihtiva etmiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | إيمانهم له حبٌ ضئيل لأي حقيقة، ما عدا ذلك يملكوه. |
Bunlar yaşamın, tanrılar tarafından yaratıldığını düşünüyor ve onların geri geleceğine, onlara olan inançlarından dolayı ödüllendirileceklerine inanıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يعتقدون ان كل الحياة على الكوكب صنعت بواسطة أسيادهم القدماء والعياذ بالله وأن هؤلاء الأسياد يوماً ما سيعودون وسيكافأونهم لأجل إيمانهم |