"ابتسامه" - Translation from Arabic to Turkish

    • gülümseme
        
    • gülücük
        
    • gülümse
        
    • gülen
        
    • gülüşün
        
    • Gülümseyin
        
    • gülümsemeye
        
    • gülümsemesi
        
    • gülümsemeyle
        
    • gülüşü
        
    • gülücüğü
        
    Yüzünde, hiç alışkın olmadığımız, kocaman bir gülümseme vardı çünkü haberler çoğu zaman onu üzerdi. TED كانت هناك ابتسامه كبيره تعتلي محياه .. والتي كانت نادره في ذلك الوقت .. لأن الأخبار كانت تحبطه بالعاده
    En korkutucu yüzlerin bile, bir gülümseme sakladığı bir yer. Open Subtitles حيث قد يخفي أكثر الوجوه رهبة خلفه ابتسامه
    Üzgün ve sıkıntılı hissettiğinizde kendinize bir gülücük ısmarlayın. Open Subtitles لذا عندما تكون حزين وغاضب بيع لنفسك ابتسامه
    Haydi ama. Sadece gülümse. Şu armutçu çocuğa ne dersin? Open Subtitles بالله عليك ، مجرد ابتسامه ماذا عن رجل الكُمثرى ؟
    Ve üstünden ona bakarsan tepesinde kocaman, sarı bir gülen yüz görürsün. Open Subtitles و إن أمكنك النظر إليه من أعلى سترى ابتسامه جميلة صفراء أعلاه
    Lauren, gülüşün ve dansın çok iyiydi. Open Subtitles ابتسامه قاتله وحركه رقص قاتلة , اندرو
    Çekiyorum. Gülümseyin. Bayan, konuşmak yok artık. Open Subtitles الأن نعمل , ابتسامه
    Brian gibi mi olmak istersin? Ve de müthiş bir gülümsemeye sahip olmak tabi ki. Open Subtitles لقد ارتدى سبع وثلاثين شعار اليوم مع ابتسامه رائعه
    Sonra, uğruna ölünecek bir gülümsemesi ve iri yumuşak göğüsleri olan bir yahudi kız bulacağım. Open Subtitles ثم اعثر علي فتاه يهوديه ذات نهدين كبيرين ناعمين و لها ابتسامه تدفع حياتك ثمنا لرؤيتها
    Yüzlerinde bir gülümsemeyle oturup sizi beklerler. Open Subtitles ستجدهم يجلسون بأنتظارك مع ابتسامه ترحيب على وجوههم
    Vay canına, bir gülümseme. İsminden bahsedince birden neşelendin. Open Subtitles ياللروعة, ابتسامه, لقد انتعشت عندما ذكرت اسمها.
    Adamın yüzünde dünyayı hiç umursamıyormuş gibi bir gülümseme vardı. Open Subtitles وكان الرجل لديه ابتسامه على وجه وكأنه مات دون لايهتم بالعالم.
    "Brooke Davis, büyük bir enerji ve gülümseme sahibi esmer güzeli. Open Subtitles بروك دايفيز) ، السمراء الرائعة) لديها قوة رائعة و ابتسامه جميله
    Her birinizin yüzünde gülümseme görmek istiyorum. * gülümse, kalbin acırken bile * Open Subtitles أريد أن ارى ابتسامه على وجه كل واحد منكم ¶ smile though your heart is aching ¶
    Üzerine domuz pastırmasından gülücük yapabilirim. Open Subtitles يمكنني أن اضع ابتسامه من اللحم المقدد عليه
    Her gülücük mutluluğun gülücüğü değildir. Open Subtitles كل ابتسامه ليست ابتسامه السعاده.
    Babacıkla oynayamayacak kadar küçük bir kızım ben. gülen surat. Open Subtitles اكتبى لهم انك ستخرجين الان , واتركى ابتسامه جميله
    Ne güzel bir gülüşün var. Open Subtitles انها ابتسامه جميلة
    Yıllık için Gülümseyin. "333" deyin. Open Subtitles ابتسامه للكتاب السنوي " تشيز برجر "
    * Bir gülümsemeye geceyi beraber geçirebilirler * Open Subtitles * من أجل ابتسامه يستطيعون مشاركه الليله سوياً *
    Ormanda yaşayan biri için hoş bir gülümsemesi var. Open Subtitles حسنا، بالنسبة لشخص يعيش بين الأشجار فلديه ابتسامه ساحرة
    Oraya yüzünde büük bir gülümsemeyle gitmeni istiyorum, bu yüzden, uh, işte yapacağım şey. Open Subtitles اريد منك ان تذهب إلى هناك مع ابتسامه في وجهك اليك ماسوف اقوم به
    Kocaman bir gülüşü vardı. Open Subtitles لم تتردد بإشعال سجاره امامك ذات ابتسامه عريضه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more