Merkez ofis binasını uzun adımlarla yürüdüm, gözlerimle Birleşmiş Milletler sıra bayraklarını taradım ve kendi kendime düşünüp gülümsedim: "Mühendis burada." | TED | لذا خطوتُ إلى داخل مبنى المقر وعيناي مرّتا على صف أعلام الأمم المتحدة. و ابتسمتُ وأنا أقولُ لنفسي، "المهندسة هنا." |
gülümsedim ve selam verdim ve tanıdığım herkes öldürülürken, ben hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | ابتسمتُ وسلمتُ بالتحيّة العسكرية... ولم أفعل... شيئًا. |
Neden gülümsedim ve seni öldürdüm? | Open Subtitles | لم ابتسمتُ وقتلتُك؟ |
"Neşeyle gülümsedim sonra, işin şimdiye kadar iyi gitmiş olmasına. | Open Subtitles | ثم ابتسمتُ بفرح " لأجد كل المطلوب تم |
- Hayır, avukatıma gülümsedim çünkü o çok tatlı. | Open Subtitles | أنا ابتسمتُ لمحاميّ لأنه وسيم |
gülümsedim. | TED | ابتسمتُ. |