Trendeki 200 kişiyi soyabilirsiniz, büyük bir yenilik. | TED | يمكن سرقة 200 شخص على متن قطار، ابتكار عظيم. |
Ve bu gerçekten muhteşem bir yenilik getiriyor, bundan daha sonra bahsedeceğim. | TED | ويقدم ذلك أيضاً ابتكار رائع حقاً, وسوف أتحدث عن ذلك لاحقاً. |
Bu yüzden farklı bir şey yaratmak istedim, sürecin deklanşöre bastığınızda başladığı bir şey. | TED | لذا أردت ابتكار ما هو مختلف يتم ببدء العملية حين تضغط على الزر |
Sümerlilerin icadı tekerleği göçebe insanlar arasında vuku bulan atın evcilleştirilmesiyle bir araya getirmek gerçekten korkunç bir savaş teknolojisi oluşturdu. | Open Subtitles | اجتماع ابتكار السومريين للعجلات مع ترويض البدو للحصان أدّى لهذه التقنية الحربية الجبارة. |
Devasa faydalar getiren küçük ama dahice bir teknik icat. | Open Subtitles | بعيداً عن الحاويات الساخنة.إنه ابتكار بسيط،لكن عبقري و بفوائد هائلة |
Kardeşim kendisini keşfetmede benden daha başarıIıydı. | Open Subtitles | أخي كان أكثر نجاحاً في إعادة ابتكار نفسهمني.. |
Böyle bir şeyle ortaya çıkmanın çok zor olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعرف مدى صعوبة ابتكار شيء كهذا |
Bu vaka akbaba davranışını incelemenin adli bilime yenilik kattığını gösteriyor. | TED | هذه القضية تبين كيف أن دراسة سلوك النسور تساعد في ابتكار علم الطب الشرعي. |
Halkım sürekli kil kullanarak inşa ediyorlar, ama çamur ile ilgili hiçbir yenilik görmüyorlar. | TED | قومي يبنون دائماً بالطين لكنهم لا يرون أية ابتكار في الطين |
Bu mükemmel ve gerekli bir yenilik, ama tasarım dünyasında, bir projeye, ya da fikre erişilebilir dediğimizde, bu, ne anlama geliyor? | TED | هذا ابتكار رائع وضروري، ولكن في التصميم العالمي، عندما نصف مشروع أو فكرة جديدة بأنها قابلة للوصول، ماذا يعني ذلك؟ |
Yani, bir hastanede bir eczane, bu nosyon, yeni bir yenilik değil mi? | Open Subtitles | لذا فكرة الصيدلية في المشفى، أهو ابتكار جديد؟ |
Bir şeyler üretmek ya da yaratmak, sanat eseri oluşturmak için mi çalıştınız? | TED | هل كان العمل لبناء أو ابتكار شيء أو صنع تحفة فنية؟ |
İklim değişikliğine hitap edecek teknik çözümler yaratmak istiyorduk. | TED | أردنا ابتكار حل عملي لمعالجة مشكلة التغير المناخي. |
İşim o kadar kişisel ve o kadar garip ki kendi sözlüğümü yaratmak durumunda kalıyorum. | TED | عملي شخصي جدا وغريب جدا لدرجة أنه يتحتم على ابتكار قاموس له |
Yahninin icadı ancak uzun çalışmalarla olur. | Open Subtitles | بل أنّ ابتكار وصفة الهاغيز تطلّبَ خلفية. |
Gökdelenler; insanlığın en büyük yapısal icadı. | Open Subtitles | ناطحات السحاب، أعظم ابتكار معمارى |
X-ray icat edildikten hemen sonra, Leonard icadı çaldı ve dünyanın dört bir yanında her hayvanı ve kendisine 10 kuruş veren her insanı x-rayden geçirdi. | Open Subtitles | بعد ابتكار الأشعة السينية سرق (لينورد) التقنية وجاب العالم وراح يصوّر الحيوانات بالأشعة السينية والأشخاص الأغبياء بما فيه الكفاية للدفع لقاء ذلك |
Tiyatroda kendime ait bir atölyem vardı. Orada yeni illüzyonlar icat ediyordum. | Open Subtitles | كانت لدي ورشتي الخاصة في المسرح، حيث يمكنني ابتكار الخدع السحرية الجديدة |
Muhtemelen küçümsendi ama, Volta'nın bataryayı icat etmesi ayrıca ilk defa bir profesörün yararını da gösterdi. | TED | ربما نغفل عن هذا، ابتكار فولتا للبطارية للمرة الأولى أيضاً يوضح أهمية الاستاذ. |
Evet, tamam, çizimlerdeki hikayeleri keşfetmede sen çok iyisin. | Open Subtitles | نعم نعم, حسناً انك في غاية الروعة في ابتكار القصص |
Böyle bir şeyle ortaya çıkmanın çok zor olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعرف مدى صعوبة ابتكار شيء كهذا |