Bu gözyaşları, küçük kızımız bir gün daha küçük kızımız olarak kalacak demek. | Open Subtitles | تلك الدموع تعني أنها ستبقى ابنتنا الصغيرة على الأقل ليوم آخر |
- Wes, o bizim küçük kızımız. - Lena, biliyorum, biliyorum. | Open Subtitles | ويس" انها ابنتنا الصغيرة"- لينا" أعلم أعلم"- |
Sanırım bu bizim küçük kızımız. | Open Subtitles | اظن انها ابنتنا الصغيرة |
Sonra küçük kızımızı kollarıma alıp, uzak diyarlara doğru yol alacağız. | Open Subtitles | وسأضم ابنتنا الصغيرة بينذراعي.. ونذهب إلى مكان ما، مكان بعيد للغاية. |
küçük kızımızı eve getirebileceğiz. Ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | ستمكننا إعادة ابنتنا الصغيرة للبيت، لكن يتحتم أن تثق فيّ. |
Anlaşılan, küçük kızımızın aşırı bir ısırma gücü var. | Open Subtitles | -اتضح أن ابنتنا الصغيرة لديها "تراكب العضة " |
O, küçük kızımız ve gayet sağlıklı. | Open Subtitles | هي بخير هي ابنتنا الصغيرة |
ve bizim küçük kızımız Tricia, altı yaşında, adını Checkers koydu. | Open Subtitles | ابنتنا الصغيرة (تريشا) أسمته (تشكرز) |
Charlie'nin yazdığı bu mektubu buldum, veda etmiş ve küçük kızımız öldüğü için Tanrıya kızdığını ve Tanrıdan intikam alacağını yazmış. | Open Subtitles | لقد عثرت على هذه الرسالة من (تشارلي) يقول وداعاً... يقول أنه كان غاضباً من الإله... لأن ابنتنا الصغيرة ماتت، وأنه كان سينتقم من الإله. |
Karımla ben küçük kızımızı yazın difteri yüzünden kaybettik. | Open Subtitles | ...أنا وزوجتي ماتت ابنتنا الصغيرة بمرض الخناق في الصيف |
Nerede, evlat? küçük kızımızı her gün görürüz, şey olduğundan beri.. | Open Subtitles | رأينا ابنتنا الصغيرة كلّ يوم مذ كانت... |