Annemse kederiyle bu-hu-huing yapıyordu karnından çıkmış tek çocuğunun herkes tarafından terk edilmesi karşısında. | Open Subtitles | وانتحبت أمي وندبت حظها لرؤية ابنها الوحيد يغرق أمام عينيها |
Annemse kederiyle bu-hu-huing yapıyordu karnından çıkmış tek çocuğunun herkes tarafından terk edilmesi karşısında. | Open Subtitles | وانتحبت أمى وندبت حظها لرؤية ابنها الوحيد يغرق أمام عينها |
Bugün en iyi arkadaşımın dul eşini aradım ve tek çocuğunun öldüğünü haber verdim. | Open Subtitles | كان علي اليوم أن أتّصل بأرملة أعز صديق لي و أخبرها أن ابنها الوحيد قد مات |
Tamam, bakın, bu kadın oğlunu en son tutuklanıp, federaller tarafından soruşturma yapılırken ve mahkum edilirken görmüş. | Open Subtitles | تلك هي. حسناً، هذه المرأة ترى ابنها الوحيد .يُعتقل، يُحاكم و يُدان من الحكومة الاتّحاديّة |
Tamam, bakın, bu kadın oğlunu en son tutuklanıp, federaller tarafından soruşturma yapılırken ve mahkum edilirken görmüş. | Open Subtitles | حسناً.. اسمعوا.. هذه المرأة رأت ابنها الوحيد يقبض عليه |
Kadın, tek çocuğunun onu terkettiğini düşünerek gözlerini yumdu. | Open Subtitles | لذا فقد ماتت وهي تعتقد ان ابنها الوحيد قد هجرها |