"اتاكد" - Translation from Arabic to Turkish

    • emin olmak
        
    • emin olmam
        
    • olduğuna emin
        
    • kontrol ediyorum
        
    Onu rehin olarak kullanmayacaklarına emin olmak istedim. Open Subtitles اريد فقط ان اتاكد انهم لن يستخدموها كرهينة
    Her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için beni minibüsün içine koydu. Open Subtitles لقد وضعني في هذه الشاحنه لكي اتاكد من ان كل شئ علي ما يرام
    Tüm yaşamın boyunca rahat edeceğinden emin olmak istiyorum. Open Subtitles اريد ان اتاكد صوفي من انك ستعيشين مرتاحة
    Burada, onu güvende tutacak birinin olduğundan emin olmam gerekiyordu. Open Subtitles اردت ان اتاكد من ان هنالك احد ما بوسعه حمايتها
    Biliyorum. O olduğuna emin olmak için sürekli dikizledim. Open Subtitles لقد نظرت اليها كثيرا لكي اتاكد انها جوديث
    Her gün senden bir cevap geleceğini düşünüp mektupları kontrol ediyorum. Open Subtitles انا اتاكد من البريد يوميا لاعرف هل سترد على خطاباتى.
    Bilirsin, sadece reflekslerimin tümüyle geliştiğinden emin olmak için Open Subtitles لكي اتاكد بان سرعة رد فعلى قد إكتملت تماما
    Bak, ne kadar iyi olsam da seçilmemden emin olmak için elimden gelen her şeyi yapmak zorundayım. Open Subtitles اسمع حتى لو كنت بهذه البراعة يجب ان افعل كل شيء حتى اتاكد بأني ساتأهل
    Bu adamın sahtekar olmadığını kanıtlayana kadar, tek yapmak istediğim adamın iyi olduğundan emin olmak. Open Subtitles حتى نحصل على الادله بان ما يقوله هذا الشخص حقيقى كل ما اريد فعله ان اتاكد ان هذا الرجل بخير
    Ben bu filmin yapımında hiç bir hayvanın zarar görmediğinden emin olmak istiyorum. Open Subtitles ...انا سابقى حتى اتاكد انه لم يؤذى اي حيوان اثناء تصوير هذا الفيلم...
    Onların iyi olduğundan emin olmak benim görevim. Open Subtitles . يجب ان اتاكد انهم يتلقوا الاهتمام والعناية
    Ben sadece partinin mükemmel olacağından emin olmak istiyorum. Open Subtitles اريد فقط ان اتاكد ان الحفله ستكون كامله.
    Tedavi öncesi hastada glüten alerjisi olduğundan emin olmak istedim. Open Subtitles اردت ان اتاكد انه الغلوتين قبل ان نعطيه الجرعة *الغلوتين:
    Ve daha önemlisi ormandaki canlıların da zarar görmediğinden emin olmak. Open Subtitles وأن اتاكد أن سكان الغابة لا يتعرضون لاذى
    Her neyse, sen kutuda Mike'ın eski mektupları olduğunu söylediğinde, benimkinin olmadıpından emin olmak istedim, ve kontrol ettim... ve bunları buldum. Open Subtitles على اي حال عندما قلت ان مايك قد وضع بعض الرسائل في الصندوق أردت ان اتاكد ان رسالتي لم تكن هناك
    Bir avukat olmadan onlarla konuşmaman gerektiğini bildiğinden emin olmak istedim. Open Subtitles فقط اردت ان اتاكد ان تعلمي انه لا يجب عليك ان تتكلمي معهم بدون محام
    Çalışmaya devam ettiklerinden emin olmam gerekiyor kuduzlara karşı önlem almam gerekiyor. Open Subtitles واردت ان اتاكد بانهم يقومون بواجبهم يجب ان نحترس من السعورين
    Bütün bunların arkasında olduğunuzdan emin olmam gerekiyordu, ve artık eminim. Open Subtitles اريد ان اتاكد لاعلم من خلف ذلك و الان انا
    Onun görmek gerekiyor. Gerçek olduğundan emin olmam gerekiyor. Open Subtitles يجب علي ان اراه , ان اتاكد بانه حقيقي
    Benim ona aşık olduğum kadar onun da bana aşık olduğuna emin olmalıyım. Open Subtitles انا فقط اريد ان اتاكد انة يحبني بقدر ما احبة
    Sadece kontrol ediyorum. Denis, bana ondan biraz koyar mısın? Open Subtitles فقط اتاكد ، دنيز, اسكبي لي الجعة?

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more