Söyleyeyim mi? Birine söz verirsem üstlerine işemem.. | Open Subtitles | لانه عندما يكون لدي مشكله مع احد , لا اتبول عليه من فوق؟ |
Zira benim biriyle sorunum olsa adamın üstüne işemem. | Open Subtitles | لانه عندما يكون لدي مشكله مع احد , لا اتبول عليه من فوق؟ |
Sussana sen, ihtiyar. Bak, ağırlığım kadar meyve suyu içtim ve acil işemem lazım. | Open Subtitles | صمتا ايها الرجل الكبير انا فقط شربت لترين من عصير الصانى دى ويجب على أن اتبول |
Üzgünüm minibüsü çaldım. Her şeyi anlatmayı çok isterdim ama önce Çişimi yapmam lazım. | Open Subtitles | انا اسف انا سرقت الشاحنه احب ان اخبرك عن كل هذا على ان اتبول اولا |
Ki ben girdiğim her küvete işiyorum. | Open Subtitles | انا اتبول في كل حوض استحمام ادخل به وأنا سوف لن افعل ذلك |
Midem bozuldu artık hem yarış atı gibi çişim geldi. | Open Subtitles | امعائي تعفنت ويجب علي ان اتبول مثل حصان السباق |
Mutfağa mı işeyeceğim? | Open Subtitles | هل من المفترض ان اتبول فى المطبخ؟ |
Sen Louvre'de gezinirken ben su tasarrufu yapmak için Spencer'ın çişi üzerine işiyordum. | Open Subtitles | بينما انت كنت محاطة بمتحف اللوفر كان علي ان اتبول على بول سبينسر للحفاظ على الماء |
İşemem gerek. Çizim kitabımı göreniniz var mı? | Open Subtitles | علي ان اتبول شباب هل رأيتم كراسة الرسم ؟ |
Sürekli işemem gerekiyor ve her şey berbat kokuyor. | Open Subtitles | يجب علي أن اتبول طول الوقت وكل شيء رائحته سيئة |
Biliyorum, telefon gibi ötüyor ama görüşmemizden önce işemem gerektiğini hatırlatan bir alarm bu. | Open Subtitles | اعرف يبدو انه هاتف لكنه مؤقت ليذكرني ان اتبول قبل لقائنا |
Pekâlâ, lâfı fazla uzatmayacağım çünkü işemem gerekiyor. | Open Subtitles | لانني يجب علي ان اتبول مرة اخرى لانه يجب علي التبول كل خمس دقائق |
Peki, kuralları biraz esnetebilir misin çünkü bunların hepsini alacağım ve gerçekten, gerçekten işemem gerek. | Open Subtitles | حسنا هل يمكن ربما ان تخالف تلك القوانين لإنني سوف اشتري كل هذه الاشياء وانا جداً جداً احتاج ان اتبول |
- İşemem lazım. - Eve gidene kadar bekle. | Open Subtitles | اريد ان اتبول الا تستطيع الانتظار ؟ |
Çişimi ederken ağrıyor. | Open Subtitles | حصوات كليتي انها تؤلمنى عندما اتبول |
Çişimi 12 saat tutmakta. | Open Subtitles | أن لا اتبول للإثني عشر ساعة متواصلة |
İşiyorum. | Open Subtitles | انا اتبول، انا اتبول، انا اتبول. |
Ayaklarım şişti günde iki bin kere işiyorum. | Open Subtitles | - حسناً اقدامي متورمة انا اتبول 2000 مرة في اليوم |
çişim gelirse sokağa çöğdürüveririm. | Open Subtitles | إذا تحتّم عليّ أن اتبول سأقوم فقط بالتقرفص في الزقاق |
Hamile bir kadın gibi işeyeceğim. | Open Subtitles | سوف اتبول كالمرأه الحامل |
- İngiliz aksanıyla konuşunca çok seksi oluyorsun. Tanrı aşkına Martin! Neredeyse yeni ayakkabılarıma işiyordum senin yüzünden. | Open Subtitles | اووه، انه مثير عندما تتحدث بلهجة بريطانية ياللمسيح، مارتن، كدت أن تجعلني اتبول على حذائي الجديد |
Dert etme ya. Hatırlayabildiğimden daha fazla altıma işeyip sıçıyorum ben. | Open Subtitles | لا عليك، أنا اتبول واتغوط على نفسي مرات لا يمكني حصرها |
İkiniz birlikte olmasaydınız göt deliğine işerdim. | Open Subtitles | وإذا لست في علاقة معه, يسعدني ان اتبول على مؤخرتك |
Seni ne zaman işemeye götürsem benim de tuvaletim geliyor. | Open Subtitles | لما تبول دائما تجعلني ارغب ان اتبول ايضًا |
Zaten tuvalete gidiyordum. | Open Subtitles | نعم احتاج ان اتبول |