Etrafta dolaşıp adamlarınla konuşsam sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تمانع فى ان اتجول فى ساحتك واتحدث الى رجالك ؟ |
Etrafta dolaşıp kahve içmek ve millete bağırmak için. | Open Subtitles | اتجول بالسيارة ، احتسي القهوة واصرخ على الناس |
Baksana, ben altımda bezle dolaşıyorum! | Open Subtitles | أنظر الي وانا اتجول بحفّاضة الأطفال اللعينة هذه |
Mezarlıkta dolaşıyorum. Bu sence normal bir davranış mı? | Open Subtitles | أنا اتجول في المقابر هل يبدو لك تصرف من هو بخير ؟ |
Bu nedenle, kapı kapı komşuları dolaşacağım | Open Subtitles | لذا نوع ما انا اتجول حول الحي من باب لباب , تعلمين ؟ |
Bâzı yöntemlerine saygı duyabilirim, Finch, ama bu finansal bölgede bir sandviç levhasıyla dolaşacağım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسنا انا احترم بعض طرقك فينش و لكن هذا لا يعني اني اتجول في المنطقة المالية |
Saatlerdir, bu odalarda dolaşıp duruyorum. | Open Subtitles | انا اتجول في هذه الغرف منذ ساعات |
dolaşıp mendilimi düşürmemi de sen söylemiştin. | Open Subtitles | أنت من أخبرني ان اتجول و إسقاط المنديل |
Sandalyemi sürerek dolaşıp onlara Vietnam'ı hatırlatmalıyım. | Open Subtitles | يجب ان اتجول و اذكرهم بفيتنام |
Dave, sen benim bütün gün sokaklarda dolaşıp sağa sola kredi limiti açarak para saçan bir salak olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | ديف), (ديف), أتعتقد بأنني غبية اتجول في) الشارع طوال اليوم واقم بتوزيع المئات الدولارات كتسليف ديف), (ديف), أتعتقد بأنني غبية اتجول في) الشارع طوال اليوم واقم بتوزيع المئات الدولارات كتسليف |
Üniformamı giyip, şapkamı takıyorum ve belimde sopam ile dolaşıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أضع ملابسي و قبعتي و امشي اتجول داخل هذا السجن ممتلئ البطن. |
Saatlerdir, bu odalarda dolaşıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت اتجول في هذه الغرف لساعات |
Öyle dolaşıyorum. | Open Subtitles | انى اتجول |
Yoksa bütün gece sokaklarda dolaşacağım. | Open Subtitles | والا سوف اتجول في الشوارع طوال الليلة |
Gidip dolaşacağım. | Open Subtitles | كنت علي وشك ان اتجول بالجوار |