Çünkü karanlık çöküyor ve ben bazı kararlar almak zorundayım. | Open Subtitles | لأن النهار أوشك على الزوال ولدي بعض القرارات يجب اتخاذها. |
Alabileceğim hisse senetleri ile ilgili vermem gereken kararlar var. | Open Subtitles | اسمعي، هناك قرارت عليّ اتخاذها بشأن أفعال قد أقوم بها |
Verilmesi gereken bazı son kararlar adına, size yardım etmek için bulunuyoruz. | Open Subtitles | نحن هنا كي نساعدك ببعض القرارات الحاسمة التي يجب اتخاذها |
Fakat birileri serpintiye yakalanırsa alabilecekleri daha fazla Önlemler var. | TED | ولكن إذا كان شخص ما سيحصل عليها وأُمسك بالتداعيات. لا تزال هناك تدابير يمكن اتخاذها. |
Hava şartları kötüyken hatta çok kötü veya tehlikeliyken ne gibi Önlemler alabileceğimize dair bilgilendirilmemiz gerek. | TED | وبنفس الطريقة، نحن بحاجة إلى إرشادات عن الاحتياطات التي يجب اتخاذها عندما تكون جودة الهواء بالخارج سيئة، سيئة للغاية، شديدة السوء أو خطيرة. |
Görünen o ki, organizasyonumun, daha az zeki ve daha az tecrübeli üyeleri tarafından kararlar verilmiş. | Open Subtitles | يبدو أن هناك قرارات تم اتخاذها من قبل قومي والذين هم قليلوا الذكاء وقليلوا الخبرة |
Kötü sonuçlara yol açan kararlar almanın ve sonsuza kadar sonuçlarına katlanmanın ne demek olduğunu anlayamazsınız. | Open Subtitles | والقرارات الصعبة التي يتوجب علينا اتخاذها كل يوم. والعواقب التي يفترض أن نتحملها بقية حياتنا. |
Bunlar alanda vermesi gereken kararlar olacak bu nedenle bunlardan çekinmemeliyiz. | Open Subtitles | والآن هذه هى القرارات التى يجبُ اتخاذها فى الميدان لذا , لا يجبُ ان نخشاهم |
Gördüğün gibi bunlar kesinlikle imparatorun vermesi gereken kararlar. | Open Subtitles | اترين هذه القرارات التي يجب على الملك اتخاذها |
Okul hakkında bazı kararlar alınacak. | Open Subtitles | عن الإجراءات التي نوت المدرسة اتخاذها |
Bu gerçek dünya, Tyler, ve alınması gereken kararlar olur. | Open Subtitles | هذا هو العالم الحقيقي يا (تايلور) وهنالك خيارات يجب اتخاذها |
Hayati kararlar alınıyor. | Open Subtitles | الحياة تغيرت وقرارات تم اتخاذها |
Önemli kararlar vermemiz lâzım. | Open Subtitles | هناك قرارات مهمة علينا اتخاذها |
Herhangi kararlar almak , | Open Subtitles | أي قرارات يتم اتخاذها |
Zor kararlar vermek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | قرارات صعبة يجب اتخاذها |
Ve bu kararlar çok sert olacak. | Open Subtitles | وسيتم اتخاذها بشكل حاسم |
Bütünüyle birbirine bağlı olarak düşünebileceğimiz bir sisteme gidiyoruz, ve bu sistemde global kararlar alabiliriz, iklim hakkında kararlar, finans sistemleri hakkında, kaynaklar hakkında. Ve şunu düşünün -- bir ev almak gibi önemli bir karar alacaksak, hemen almıyoruz. Kastettiğim, sizi bilmem ama, ben o kadar parayı yatırmadan önce birçok ev görmek isterim. | TED | نحن نتجه إلى ما أعتقد أنه نظام متكامل الترابط ، ولدينا قرارات عالمية يجب اتخاذها لتنفيذ هذا النظام .. مثل قرارات بشأن المناخ ، بشأن النظام المالي العالمي ، و بشأن الموارد. فكروا بهذا الشيء .. إذا كنا نود اتخاذ قرار بشأن شراء منزل .. فلا يمكن أن نمضي في الأمر كيفما اتفق ، أعني أننى لا أمتلك المعلومة الكافية ، يتوجب على أن أقارن بين عدد كبير من المنازل قبل أن أدفع مبلغاً كبيراً لشراء أحدها. |
Önlemler alınması gerekti. | Open Subtitles | والاحتياطات مِن الواجب اتخاذها |