"اتفقنا عليه" - Translation from Arabic to Turkish

• Anlaştığımız
• anlaşmamıştık
• demiştik
• anlaşmaya

Indio'ya tam Anlaştığımız şeyin... tam tersini yapmayı önereceğini düşündüm... o da yeterince şüpheci olduğundan başka bir şey düşündü.
ظننت انك ستخبر اينديو بفعل العكس تماما عما اتفقنا عليه و هو متشكك كفاية لاستنتاج شيئ آخر

Anlaştığımız konularda sorun çıkmasının nedeni bu.
هذا أحد أسباب أننا نواجه صعوبة على شيء اتفقنا عليه مسبقاً.

Her şey Anlaştığımız gibi avukatlarımızca kağıda döküldü.
الان , كما اتفقنا عليه كله لدى محاميون قاموا بإعداده

- Selam adamım. - Böyle anlaşmamıştık.
ـ مرحباً، يا رجل ـ هذا ليس ما اتفقنا عليه

Yapma baba, en önemli şey ne demiştik?
أبي، بربك، مالذي اتفقنا عليه على أنّه أهم شئ ؟

Daha önce anlaşmaya vardığımız konularda şu anda sorunlar çıkmasının nedeni karımın tedavi edilmemiş olmasıdır.
أحد أسباب أننا نواجه صعوبة. على شيء اتفقنا عليه مسبقاً. هو أن زوجتي لم تتشافى تماماً.

Anlaştığımız gibi sınırları çizsem iyi olur, diye düşündüm.
اعتقد انه من الافضل أن نحدد ما اتفقنا عليه

Anlaştığımız limitin 20 dolar altında.
وكانت أقل بـ٢٠٪ من السعر الذي اتفقنا عليه

İndio'ya Anlaştığımız şeyin tam tersini yapmayı önereceğini düşündüm.
ظننت أنك ستخبر إينديو بفعل العكس تماما عما اتفقنا عليه

Gün bitmeden getirirsen, Anlaştığımız ücreti alacaksın.
لو سلمتها لي في نهاية اليوم سأدفع لك المبلغ الذي اتفقنا عليه

Gündüz beş saat. - Anlaştığımız şey buydu.
خمس ساعات في يوم الغد هذا ما اتفقنا عليه

Süslerde Anlaştığımız renk bu değildi.
لم يكن هذا هو اللون الذي اتفقنا عليه للزينة

Durun, bu şekilde anlaşmamıştık!
الآن، انتظر، ليس ذلك ما اتفقنا عليه

- Bana riskten bahsetme. - Böyle anlaşmamıştık.
لا تتحدثي معي عن المخاطر - هذا ليس ما اتفقنا عليه -

- Böyle anlaşmamıştık.
لكن ليس هذا ما اتفقنا عليه مسبقا

Ne demiştik?
ماذا اتفقنا عليه ؟

Ne demiştik yahu!
مالذي بحق الجحيم قد اتفقنا عليه !

Sen, Jerry ve Tank. Benimle yaptığınız anlaşmaya bakmaksızın.
انت وجيري وتانك ، بغض النظر عن ما اتفقنا عليه

Ama belki ı biz üzerinde anlaşmaya biraz daha dikkat edilmelidir.
لكن ربما عليك أن تدفع أكثر مما اتفقنا عليه

"Brad's" çalışanları sonunda benimle anlaşmaya vardı. Çekimden önce önümüzde koca bir gün var.
جماعة باسك عادوا أخيراً لما اتفقنا عليه