"اتمنى ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• Umarım
• Keşke
• umuyorum

Bu yüzden gerçekten iyimserim, ... ... ve bence, Umarım, yaşlılık dönemi rüyası gerçekleşmeye ... ... başlamadan önce, çok uzun sürmeyecek.
انا حقاً مُتفائلة وأعتقد ان ذلك لن يستغرق وقتاً طويلاً, اتمنى ذلك حتى يتحقق حُلم العمر والكبر في السن هذا

Umarım anlıyorsun, dostum çünkü maymunca konuşamıyorum!
اتمنى ذلك لانني لا اتحدث بلغة القرود خاصتكم

Umarım buna bir itirazınız yoktur.
لا يوجد لديك اي اعترضات على هذا ، اتمنى ذلك

O halde bunu tüm hayatımız boyunca hatırlayacağız İlk defalar zaten hep böyle değil midir? Umarım
لذا فاننا سنتذكرها طوال حياتنا اتمنى ذلك

Keşke olsaydı, çünkü kabul edelim, bu ani dönüşüm biraz tüyler ürpertici.
حقا اتمنى ذلك... لنواجه ذلك عودتي المفاجئة لهذا المكان مخيفة بعض الشيء

Sence Sarah hayatta mı? Öyle umuyorum.
هل تعتقدين أن سارة على قيد الحياة؟ اتمنى ذلك

Umarım öyle olur, kardeşim. Dün kızımı ortodontiste götürdüm.
اتمنى ذلك يا برو ، لقد اخذت ابنتى امس الى طبيب الاسنان

Umarım yarar, kardeş. Dün kızımı dişçiye götürdüm.
اتمنى ذلك يا برو ، لقد اخذت ابنتى امس الى طبيب الاسنان

Umarım öyledir. Keçi sağmak zorunda kaldım çünkü.
اتمنى ذلك فلقد اضطررت لحلب معزة للحصول علية

Umarım öyledir. Adamım, burayı ayağa kaldırmıştık biz.
اتمنى ذلك, يارجل, لقد فجرنا هذا المكان حماساً

Evet, elimizde satacak başka bir şeyimiz olmadığını düşünürsek Umarım öyle olur.
نعم , اتمنى ذلك , مع الوضع اننا ليس لديما شيئا اخر لبيعة

Umarım hepsini anlatmıştır. Daha fazla duymak istemem.
اجل,اتمنى ذلك انا اكره ان يكون هناك المزيد

Umarım. Bu yenisini bulmadan bıraktığım ilk iş.
اتمنى ذلك ,هذه اول وظيفة استقيل منها بدون وظيفة اخرى تحل محلها

- Umarım değildir ama testler için bu gece kalmasını isteyeceğim.
حسنا, انا لا اتمنى ذلك, لكني في الغالب ساضطر لابقائها عندي الليله من اجل الفحوصات

Umarım öylesindir çünkü bu kusursuz olmalı.
اتمنى ذلك لأن هذه الوجبة يجب ان تكون بلا عيب

Umarım hazırsındır, seni bir gün erken keseceğim.
اتمنى ذلك ، سوف اقوم بحصدكِ هذا اليوم مبكراً

Umarım, çünkü rastgele bir şey ise, bu samanlıkta iğne aramaya benzer.
اتمنى ذلك لإنه إن كانت هذه عشوائية، فيمكن أن تكون مثل إبرة في كومة قش

Umarım, yani büyüdüğümde. Peki sen?
حسنًا, اتمنى ذلك عندما أصبح كبيرًا, هل بإمكانك أنت؟

Umarım öyledir çünkü bunu bir kez söyleyeceğim belki iki.
حسنا اتمنى ذلك لانني سأقول ذلك لمرة واحدة

Keşke ama tavsiyelerine uymamız gerektiğini biliyorsun.
انا إيضاً اتمنى ذلك لكنكِ تعلمين أنْ علينا الأخذ بنصيحتهم

Keşke yapabilsem, ama patronum binlerce kilometre uzakta.
اتمنى ذلك لكن رئيسي بعيد بآلاف الاميال

Belki Hindistan'a, bilemiyorum. Öyle umuyorum.
ربما الهند, لا اعرف, اتمنى ذلك