Senin yüzünden hiç düşünmeden onu suçladım, bencil dedim. | Open Subtitles | بعدم اتهمته لقد انظري, بالأناني دعوته الإهتمام, بسببك |
Onu aradım ve onu korkunç şeylerle suçladım. | Open Subtitles | اتصلت به و اتهمته بأشياء فظيعة |
Oğlumu öldürdüğü için onu suçladım. | Open Subtitles | اتهمته بقتل ابني |
Cinayetten iki yıl sonra, diğer kampçı cinsel tacizden suçladı. | Open Subtitles | بعد سنتين من الجريمه اتهمته فتاة مخيم أخرى بالتحرش |
Karısı kocasını, çocuklarından birine taciz etmekle suçladı. | Open Subtitles | زوجته اتهمته بالتحرش جنسيًا بأحد أبنائهم |
Bu Holland denen kadın, onu aldatmakla suçladı. | Open Subtitles | المرأة (هولند) اتهمته... . بالخيانة |
Michael'ın dün işle ilgili bir daveti vardı ve oraya gittik ve onu beraber çalıştığı kadından etkilenmekle suçladım. | Open Subtitles | كان لدى (مايكل) حفل عمل البارحة، وذهبناله .. ولقد اتهمته بانجذابه تجاه تلك المرأة التي يعمل معها |
Onu katil olmakla suçladım. | Open Subtitles | اتهمته بأنّه هوَ القاتل |
Onu kirli polis olmakla suçladım. | Open Subtitles | انا اتهمته انه فاسد |