Hedef için çalışma ile ilgili farklı metotlar denemiş bir sürü benzer ve farklı sosyal gruplarda denenmiş yaklaşımlara yol açıyor. | TED | هذا يؤدي إلى مقاربات كثيرة مختلفة مجربة بالتوازي في مجموعات اجتماعية مختلفة تجرب مختلف الطرف للعمل لبلوغ الهدف. |
Bu deneyde, farklı sosyal statülere sahip maymunların plasentalarını aldık. | TED | لذا في هذه التجربة أخذنا مشيمات من قرود ذات حالة اجتماعية مختلفة. |
Önemli olan bu insanların farklı sosyal kökenlerden gelen, ve hayatta farklı bir yoldan yürüyenlerin, birbirlerine rastlaması, hayatın sıradan düzeni içinde birbirlerine çarpması, Çünkü bu, bize pazarlık yapmayı ve farklılıklarımıza katlanmayı öğretir. | TED | الذي يهم هو أن الناس من خلفيات اجتماعية مختلفة ومشارب مختلفة للحياة يعيشون مع بعضهم البعض، يواجهون بعضهم البعض، في اطار حياة اعتيادية، لأن هذا هو ما يعلمنا التفاوض و نلجم اختلافاتنا. |
New York'ta üç farklı sosyal sınıf vardır. | Open Subtitles | لدينا هنا في "نيويورك" 3طبقات اجتماعية مختلفة أ: |
TheFacebook'a hoş geldiniz. TheFacebook, insanları farklı sosyal ağlar üzerinden birleştiren bir rehberdir. | Open Subtitles | مرحباً في (ذا فيس بوك)، إنه دليل على الإنترنت يربط الناس خلال شبكات اجتماعية مختلفة |