15 Ekim 1987'de, bir grup saldırgan genel merkeze akın ettiklerinde Sankara bir toplantı düzenlemekteydi. | TED | في 15 أكتوبر عام 1987، كان سانكارا يعقد اجتماعًا عندما قامت مجموعة مُسلحين باكتساح مقرّاته. |
Sabahki randevularımı bitirince bir toplantı yapacağız. | Open Subtitles | سنعقدُ اجتماعًا في غرفة الاستراحة بعد أن أنتهي من المواعيد الصباحية |
Bu öğleden sonra Arizona, Tucson'da belediyedeki bir toplantı sırasında Kongre Üyesi Gabby Giffords vuruldu. | Open Subtitles | بعد ظهر اليوم بقليل, عضوة الكونجرس جابي جيفورد تم إصابتها بطلقة نارية حينما كانت تعقد اجتماعًا عموميًا |
Beni en kısa zamanda ararsanız bir görüşme ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | عاود الأتصال بي بأسرع ما يمكن قد يمكن أن ننشئ اجتماعًا , باي |
Ajans resimleri görmüş, ve buna inanamıyacaksın, bir görüşme ayarladılar. | Open Subtitles | وأنتِ لن تصدقي ذلك ، لكن لدي اجتماعًا معه |
Bir buluşma ayarla. Ama Nardi'yi bu işin dışında tut, o ibneyle yakın arkadaşlar. | Open Subtitles | أطلب اجتماعًا ، وأبقِ "ناردي" خارجًا لأنّه صديق هذا الغبي |
Okulun müdürüyle bir toplantı ayarladım ve toplantıya birlikte gidip en azından bu işte birlikte olduğumuzu ona göstermek istiyorum. | Open Subtitles | دبرت اجتماعًا مع المدير وأريدك أن ترافقني لنظهر أننا سوية في هذا، على الأقل. |
1914'te bulunduğumuz yerden iki blok ötede, Kaliforniya Salonu'nda bir toplantı yaptı. Koruma fikrini umursayan birkaç insanla, park yöneticilerini bir araya getirdi. | TED | في الواقع عقد اجتماعًا يبعد بشارعين من هنا، في عام 1914، قي كاليفورنيا هول، وجمع بين المشرفين على الحديقة وعدد قليل من الأشخاص الآخرين الذين اهتموا بفكرة المحمية. |
(Gülüşmeler) O toplantıdan sonra başka bir toplantı daha yapabilir ve kararları daha sonra koridorda o bizimle değilken alabilirdik. | TED | (ضحك) ثم قد نعقد اجتماعًا بعد ذلك الاجتماع ونتخذ القرارات بالفعل بعد ذلك في الرواق في غيابه. |
Yetimler'in olmadığı büyük bir toplantı nasıl olur? | Open Subtitles | كيف يكون اجتماعًا كبيرًا إذا لم يكونوا (أورفانس) حاضرين؟ |
O zaman bir toplantı ayarla. | Open Subtitles | إذًا جهزي اجتماعًا. |
Burada bir toplantı yapıyoruz. | Open Subtitles | أننا بالفعل نقيم اجتماعًا هنا |
Bir toplantı ayarla. İkna et. | Open Subtitles | فلنحدد معها اجتماعًا. |
- toplantı yapmamız gerek. | Open Subtitles | لابد أن نعقد اجتماعًا. |
Adamlarının birinden Turnbull'un madende toplantı düzenleyeceğini duydum. | Open Subtitles | سمعت مصادفة أحد رجاله يقول إن (ترينبول) يعقد اجتماعًا في منجمه. |
Size yarın için Jim ile bir toplantı ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأعقد اجتماعًا مع (جيم) بالغد. |
Suç bağlantılarımla irtibata geçip bir görüşme ayarlarım. | Open Subtitles | سأتواصل مع زُملائي المُجرمين وأجهّز اجتماعًا. |
Ben Firestone'la görüşme ayarlarım sana. | Open Subtitles | سأرتب لك اجتماعًا مع "فايرستون". |
Olivia bir buluşma istiyor. | Open Subtitles | أوليفيا تريد اجتماعًا |
Bu bir gizli buluşma değil, Jake. | Open Subtitles | ليس اجتماعًا سريًّا، (جايك). |