Ben bir blog yazarı, film yapımcısı ve kasabım ve bu kimliklerin nasıl bir araya geldiğini açıklayacağım. | TED | أنا مدوٌن و صانع أفلام وجزار. وسأشرح كيف اجتمعت تلك الهويات معاً. |
Bu koalisyon herkesin kaliteli göz bakımına erişmesini sağlamak adına harekete geçen 53 devlet başkanıyla sözleşme yapmak için bir araya geldi. | TED | وقد اجتمعت هذه التحالفات هذا العام، لعقد اتفاق مع 53 رئيس حكومة، التزموا الآن باتخاذ إجراءات نحو توفير العناية بالبصر والعينين للجميع. |
Sonunda mafya toplandı ve bu konuda ne yapacaklarını konuşmaya başladılar. | Open Subtitles | وفي النهاية اجتمعت العصابات معا وناقشوا ما الذي سنفعله حيال ذلك؟ |
Verilecek tepki için, Tamakyuro bölgesinin rakun kabileleri, Batamochi Dağı'nın derinliklerindeki Manpuku Tapınağı'nda toplandı. | Open Subtitles | مع التفاعل لوضع الحالي, جماعة الراكون لمنطقة تاماكيورو اجتمعت تلك الليلة بمعبد المانبوكو بداخل جبال بوتاموشي |
Kolejden birkaç eski arkadaşla görüştüm. | Open Subtitles | لقد اجتمعت مع الكثير من الأصدقاء القدامى من الكلية |
Bugün onunla bir toplantı yaptım. Oturduk, biraz konuştuk. | Open Subtitles | لقد اجتمعت بها اليوم ولقد اوقفتها عن العمل |
Hayatın boyunca Boyardee adlı biriyle tanıştın mı hiç? | Open Subtitles | هل سبق لك أن اجتمعت في حياتك أي شخص يدعى بوياردي؟ |
Daha önce onunla tanışmıştın. | Open Subtitles | كنت قد اجتمعت بالفعل له مرة واحدة من قبل. |
Dünyanın her yerinden hastalarla bir araya geldim ve mücadeleye başladık. | TED | اجتمعت بمرضى من جميع أنحاء العالم، وبدأنا نقاوم المرض. |
Lily ailesiyle bir araya geldi ve sonra kendi ailesini kurdu. | TED | اجتمعت مع أسرتها مجددًا، ومضت لتحظى بأسرتها الخاصة. |
Bu grup ilk bir araya geldiğinde Lisa anksiyete sebebiyle kusmaya başladı, bu, onun için çok fazlaydı. | TED | حينما اجتمعت تلك المجموعة لأول مرة، بدأت ليسا تتقيأ من شدة التوتر، وكان الأمر مُربكًا للغاية بالنسبة لها. |
Daha sonra, aile teklife cevap vermek için mahkeme salonunda toplandı. | Open Subtitles | ولاحقاً، اجتمعت العائلة في المحكمة للرد على ذلك العرض |
Daha sonra, aile teklife cevap vermek için mahkeme salonunda toplandı. | Open Subtitles | ولاحقاً، اجتمعت العائلة في المحكمة للرد على ذلك العرض |
Karl Mayer'ın ölmünden bir ay sonra ailesi vasiyetnamenin okunması için toplandı. | Open Subtitles | .. "بعد مرور شهر على وفاة "كارل ماير اجتمعت عائلته لقراءة وصيّته |
Bugün dekanla görüştüm ve halimi hatırını soracağını sandım ama bunun yerine beni tehdit edip kovdu. | Open Subtitles | لقد اجتمعت به اليوم وظننت انه سيخبرني عن ادائي الجيد, وبدلا من ذلك |
Bugün dekanla görüştüm ve halimi hatırını soracağını sandım ama bunun yerine beni tehdit edip kovdu. | Open Subtitles | لقد اجتمعت به اليوم وظننت انه سيخبرني عن ادائي الجيد, وبدلا من ذلك |
Pauli'nin tomografi sonuçları geldi, ve Dr. Straley'le görüştüm. | Open Subtitles | (جاءت صور الرنين المغناطيسي الخاصة بـ(بول (ولقد اجتمعت مع الطبيب (ستيرلي (في مستشفى (سلون كيترينج |
Komite bunu çözmek için üç saattir toplantı yapıyor. | Open Subtitles | اجتمعت اللجنة طوال 3 ساعات لإيجاد حل لهذا. |
Konuyu açman ilginç oldu. Albay Sink'le bir toplantı yaptım. | Open Subtitles | شئ غريب,ان تذكر هذا لانني اجتمعت بشان هذا مع كولونيل "سينك" |
Külotuyla yatakta daha güzel görüneceğini düşünmediğin bir kadınla tanıştın mı hiç? | Open Subtitles | هل اجتمعت ابداً بامرأه ولم تفكر فيما ان كانت ستكون اجمل بعد خلع ملابسها وتعليقها علي السرير؟ |
TK'in menajeri Rob Maroney ile tanışmıştın. | Open Subtitles | كنت قد اجتمعت روب مروني، وكيل تي.كي |
Kurucu ortaklari topladim. | Open Subtitles | اجتمعت مع الأعضاء المؤسسين |
Gerçekten sevinmek için güzel bir zamandı ailemiz bu kutlu günde bir araya gelmişti. | Open Subtitles | انه حقا وقت لنبتهج فيه فإنه الآن، عائلتنا اجتمعت سويا في يوم الشكر |
Sonunda gerçek aileme Kavuştum. | Open Subtitles | اجتمعت مع عائلتي المفقودة منذ فترة طويلة |