Hala kafasını sallıyor ve bunun kendi profesyonel kariyeri için bir hayal kırıklığı olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | وهو لا يزال يهزّ رأسه مردداً بأن ذلك أعظم احباط طوال مسيرته المهنية. |
Bundan sonrası hayal kırıklığı ve geçmişim tekrar beni yakalıyor. | Open Subtitles | الباقي ما هو الا احباط و ماضيي البائس سيطاردني من جديد |
İkinci oldum. Tam bir hayal kırıklığı. | Open Subtitles | المركز الثاني، يا له من احباط. |
Bundan büyük bir hayal kırıklığı yapamazdın. | Open Subtitles | انت لايمكنك فعل احباط اكثر من هذا |
Ürkütücü değil ama... Karşıdakini hayal kırıklığına uğratma korkusu | Open Subtitles | ليس مخيفا ، ولكن000 هذا خوف من احباط الاخر |
hayal kırıklığı sık sık hüsrana dönüşür. | Open Subtitles | الخيبة تتحول احيانا الى احباط. |
Büyük hayal kırıklığı, değil mi? | Open Subtitles | احباط كبير , هه؟ |
hayal kırıklığı ve aşırılık. | Open Subtitles | احباط و مبالغة فى القتل |
Büyük bir hayal kırıklığı... sen ve oğlun. | Open Subtitles | ...احباط كبير لك ولابنك |
Noel arifesinde kızınızı hayal kırıklığına uğratmak istemezsiniz. | Open Subtitles | لا تودّ احباط ابنتكَ هنا في عشيّة "عيد الميلاد". |
Hayal kırıklığına uğrayacak kimse yok. | Open Subtitles | لا احباط لأي شخص |
Bekle, Danny'yi hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyorsun ve bunu anlatabileceğin tek kişi ben miyim? | Open Subtitles | انتظري، اذن انتِ تقولين أنك قلقة (من احباط (داني وأنا الشخص الوحيد الذي حادثتيه بشأن ذلك؟ |