"احبته" - Translation from Arabic to Turkish

• sevdiği
• sevdi
• sevmiş

Annemin gerçekten sevdiği adam, taşındı gitti.
الرجل الذي احبته امي بصدق ، انتقل بعيداً

Onu sevdiği için mi yoksa bir malikane kaybettiği için mi ağlıyor?
هل هي تبكي لأنها احبته أم لأنها خسرت القصر؟

Bir Tanrıça ile sevdiği erkeğin hikayesi.
انها قصة الهة و شاب الذي احبته انا احب هذه القصة

Sokağın ortasında şarkı söylemeye başladı ve daha kötüsü, O bunu sevdi
بَدأَ بغِنَاء الصحيح في الزمان والمكان. الاسوء من ذلك كله, كان لدي انطبع ان إستريليتا احبته.

Sokağa attın. - Şeydi, Yaparken eğlendim. - Brittany sevdi ama.
لقد كان كذلك استمتعت بعمله بريتني احبته

Ve senin dediklerine göre Elena'da sevmiş.
وبنائاً على ما قلته.. يبدو ان (الينا ) احبته كذلك

Bilmesi gereken tek şey kızının onu sevdiği.
كل ما يحتاج ان يعرفه ان ابنته احبته كثيراً.

- Ama ben... Ben sevdiği şeyi yapmasına engel olamıyordum.
ولكنني لم استطع ايقافها من فعل الشيء الذي احبته

Onu en çok sevdiği yere getirmem gerektiğini düşündüm.
لقد فكرت ان ااخذها الى المكان التى احبته بشدة

Dedesi, babası, Amcaları, kocası, evladı ve sevdiği adam.
الجد، الأب، العم ، الزوج الأبن وحتي الرجل الذي احبته

Çünkü bu dünyada senden daha çok sevdiği bir şey yoktu.
لأن الشيئ الوحيد في العالم الذي احبته اكثر كان انتِ

Bu destanda.... o masum güzelin sevdiği adam aslında bir hercaiydi
"القصه تحكي أن الرجل الذي احبته كان مخادعا"

sevdiği adam onu aldatıyordu, biz ise-
الرجل الذي احبته كان يخونها ونحن..

sevdiği birine ilaç alabilmek için çalmıştı.
لقد سرقت لتشتري دواء لشخص احبته.

Belki o da onu sevdi.
وأعتقد أنها احبته أيضاً

Tutkuyla sevdi bu adamı, şehvetle.
الآنسة (هافيشم) قد قابلت رجلاً ما لقد احبته بولاء و بعاطفة

- Ama kardeşi kitabı sevdi.
ولكن أختها احبته

Marissa sevmiş gibi görünüyordu.
(مريسا) تبدوا انها احبته