| Gerçi kendi davam hala açık. Bana ihtiyacın olursa, karavanımda olacağım! | Open Subtitles | إلا أن قضيتي ما زالت متداولة، إن احتجتني فسأكون في قطيرتي |
| Yardıma ihtiyacın olursa bana haber et dünyanın neresinde olursam olayım seni kurtarmaya gelirim. | Open Subtitles | إذا احتجتني أي مساعدة فقط اخبريني وسآتي ركضاً من أي مكان في العالم فقط من أجل أن أساعدك |
| Ben de bu akşam erkek arkadaşımda olacağım eğer ihtiyacın olursa hı hıh. | Open Subtitles | وسوف اكون عند صديقي هذه الليلة اذا احتجتني انت لا تستمع الي على الاطلاق |
| Bana hep ihtiyacın vardı öyle değil mi,Bay Powers? | Open Subtitles | من ناحية أخرى لقد احتجتني دوما, أليس كذلك يا سيد باورز؟ |
| Eğer söylememi istiyorsanız, efendim, tahminimden daha çok bana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | إذا احتجتني أن أخبرك يا سيدي، فأنت تحتاجني أكثر مما أظن. |
| Bana tekrar ihtiyacın olursa yarın akşam yemekten sonra burada bekleyeceğim. | Open Subtitles | لو احتجتني مرة اخرى غدا فسأنتظر هنا بعد العشاء |
| Ceptelefonu numaramı biliyorsun. Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa ara. | Open Subtitles | معكِ رقم هاتفي المحمول اتصلي بي إن احتجتني |
| Ne zaman bana ihtiyacın olursa ben müsait olacağım. | Open Subtitles | سأكون موجوداً طوال هذه المدة إن احتجتني أيها القس |
| Bana ihtiyacın olursa, ararsın. Numaramı bırakacağım. | Open Subtitles | حسناً، لو احتجتني فلتتصلي بي، سأدون لكِ رقمي |
| Ameliyatta bana ihtiyacın olursa, orada olacağım. | Open Subtitles | حسناً , يمكنني أن أكون هناك لو احتجتني في الجراحة |
| Sadece birkaç blok ötede, yani bana ihtiyacın olursa hemen dönebilirim. | Open Subtitles | إنه يبعد عدة مبانٍ فحسب, لذا إذا احتجتني يمكنني العودة إلى هنا بسرعة |
| Sadece birkaç blok ötede, yani bana ihtiyacın olursa hemen gelirim. | Open Subtitles | إنه يبعد عدة مبانٍ فحسب, لذا إذا احتجتني يمكنني العودة إلى هنا بسرعة |
| Tamam, şey, miden için bir şeyler al. İhtiyacın olursa ben buradayım. | Open Subtitles | حسناً , تناولي شيئاً لعلاج معدتكِ أنا هنا لو احتجتني |
| Eğer bir şeye ihtiyacın olursa cep telefonum tüm gün yanımda olacak. | Open Subtitles | سأكون على هاتفي الخلوي طوال اليوم إذا احتجتني |
| Ve hata yaptığımı biliyorum ve eğer bana herhangi bir şey için ihtiyacın olursa sana borçluyum. | Open Subtitles | أعرف عندما أخطئ إذا احتجتني يوماً في شيء، أدين لك |
| Eğer bana ihtiyacın olursa, sadece çalıştır. Seni duyarım. | Open Subtitles | ولو احتجتني يوماً، قم بتشغيله وسوف أسمعك |
| Ama onu bu tür konularda sakinleştirmek için bana ihtiyacın olursa her zaman yanındayım. | Open Subtitles | إدمانها على الكحول وباروكتها الحمراء إذا احتجتني لطمأنته في أيّ شأن، |
| Ödevlerinde yardıma ihtiyacın olursa ya da sana araba kullanmayı öğretmemi istersen veya tuvalet tıkanırsa buradayım. | Open Subtitles | إذا أردت مساعدة في واجب مدرسي أو إذا احتجتني لتعليمك كيفية قيادة سيارة |
| Çünkü senin saklayacak bir şeyin yok. Pekala. İhtiyacın olursa ara. | Open Subtitles | لأنه ليس لديك شيء تخبئينه. حسنا, اتصلي بي إذا احتجتني. |
| Ben sizi rahat bırakayım. İhtiyacınız olursa yukarıdayım. | Open Subtitles | ساعطيكما بعض الخصوصية سأكون بالأعلى لو احتجتني |
| bana ihtiyacınız olursa ben şurada baskılı bindirmeler yapacağım ve tek kollu şınav çekeceğim. | Open Subtitles | إذا احتجتني فسأكون هناك أعمل تمرين القرفصاء والضغط بيد واحدة |