Çocuğun kendi ayakkabı anlaşması var ama hâlâ büyük lige girebilmek için uğraşıyor. | Open Subtitles | الأطفال يحظون بعقود احذية خاصة ولكنة مازال يحارب من اجل اللعب مع المحترفين |
ayakkabı ve birkaç giysi almam için zamanımız var mı? | Open Subtitles | هل هناك وقت حتى اشترى احذية و اغراض اخرى ؟ |
Nasıl birşey olduğunu anlayamayan çocuklar gibi ayakkabı dükkanı gidebilmek ve istediğini satın almak. | TED | انتم لا تعون هذه النعمة .. ان تستطيع ان تدخل اي محال احذية .. وتشتري ما تريد من الاحذية |
Olan da budur bizler o süslü-yastıklı şeyleri yaratmaya başladığımızda. Koşu ayakkabısı denen, koşmayı daha iyi hâle getirecek şeyleri. Koşu ayakkabılarının şahsen beni sinirlendirmesinin nedeni, | TED | وما يحدث هو اننا بدأنا بصنع هذه الصور الباهرة عن تحسين الجري . كمثال على ذلك .. احذية الجري ان سبب كرهي لاحذية الجري |
The Clash sandalet değil, büyük asker ayakkabıları giyiyordu. | TED | المشاكسون يرتدون احذية جيش كبيرة، ليس صنادل. |
- Sahip olduğun bütün arkadaşların onlar mı? - Kadın ayakkabılarını kim tasarladıysa... | Open Subtitles | اتتسكعين مع اصحابك اى من يصمم احذية النساء |
Bir gün bir ayakkabı mağazasına girdiğimde insanların " Bakın vajinacı kadın burda!" diye çığlık atacaklarını önceden bilseydim | TED | عندما كنت اصغر اني كنت سوف اكبر لأكون في متجر احذية و كان الناس سوف يصيحون انها هناك سيدة المهبل |
Deri bir ayakkabı alacağım, ayrıca bir kostüm ve bir ipek gömlek. | Open Subtitles | سوف اشترى زوج احذية جلدية مع بدلة جديدة و قميص حرير |
Almanya'ya giden herkesin diş fırçası diş macunu, ayakkabı parlatıcısı, sabunu ver her aile üyesinin kendine ait havlusu olmalıdır. | Open Subtitles | كل من يذهب الى المانيا ، يجب ان يملك فرشاة اسنان ، معجون اسنان ، ملمع احذية ، صابونة |
Neden sıradan çapulcular, ithal ayakkabı giyiyor olabilir? | Open Subtitles | لماذا أشرار كهؤلاء يرتدون احذية مستوردة ؟ |
Bir doktor beni domaltırsa bacaklarımın arasından baktığımda kösele ayakkabı görmek isterim. | Open Subtitles | اذا كان الطبيب سيسالني ان انحني فان ما اريد رؤيته بين ساقي هو زوج احذية رجالية |
şu sokağa üç tane ayakkabı ile yürürsün | Open Subtitles | او سوف تمشي في اخر الشارع بثلاثة احذية .. ِ |
Pek şık doğrusu. Küçük bir çocuğun ayakkabısı gibi pek şık. | Open Subtitles | ياله من زكى زكى مثل عامل تنظيف احذية صغير |
Öyle olduğunu sanmıyorum.Keten ayakkabı giyiyordu.İtalyan ayakkabısı,markası Forzieri'. | Open Subtitles | لا اعتقد ذلك كان يلبس احذية رجالية ايطالية نوع فورزرس |
Kırış buruş olmuşsun dostum. Converse' in kilise ayakkabısı yaptığından haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن اعلم انهم يسمحون بإرتداء احذية الكنيسة بالخارج |
Böyle hoş bir bayanın ayakkabıları temiz olmalı. | Open Subtitles | امرأة جميله مثلها يجب ان ترتدي احذية نظيفة. |
ayakkabıları bırak ve çıkalım buradan. | Open Subtitles | واحصل على احذية الرياضة ودعنا نذهب من هنا |
Giyinecek veya ayakkabılarını bulacak zamanı bile yoktu, bu da ayak izlerini açıklıyor. | Open Subtitles | لم يكن لديه الوقت ليلبس ملابس او احذية والذي يوضح وجود الاثار |
Erkek kardeşim, nişanlım ve hepsinin botları çamurla doluyor. | Open Subtitles | لكن الذين هناك هم فتيتنا, أخي و خطيبي، والتفكير بهم مع احذية تُسقطك بالوحل. |
Aynı zamanda timsah derisinden ayakkabılarım da var. Hepsini söyleyeyim dedim. | Open Subtitles | و انا لدي ايضاً احذية بجلد التماسيح لقد إعترفت بكل شيئ |
Hillary dans ayakkabılarımı hazırlamamı söyledi ama bende yok. | Open Subtitles | لقد قالت هلاري احتاج الى احذية رقص لأماندا ماعدا انني لا امتلك ايها |
Benim olmayan çizmeler giyiyorum. | Open Subtitles | وانا البس احذية عمل والتي هي ليست لي لا تفكر حتى في |
Kürkün mü var? Timsah derisinden ayakkabın mı var yoksa? | Open Subtitles | لديك جاكيت من الفرو ولديك احذية من جلد التمساح |
99'daki her bir olay yerinden alınan 1000 dolarlık Ayakkabılar. | Open Subtitles | من كل مسرح جريمة من عام 1999 احذية بألف دولار |
Bir pantolon ve bir ayakkabıyla dışarı. | Open Subtitles | بناطيل احذية و يخرجون فورا |
Bu acınası banyo ayakkabıların seni kurtarmaz. | Open Subtitles | لكن احذية الاستحمام الحزينة هذه لن تنقذكِ |