"احصنة" - Translation from Arabic to Turkish

    • atlar
        
    • atları
        
    • atların
        
    • atlara
        
    • mafyalarının
        
    • at var
        
    Baba, vahşi atlar bile beni bu verandadan götüremezdi. Open Subtitles بابا، ولا اي احصنة برية قد تسحبني من على هذه الشرفة هنا
    atlar ve yanan bir adam vardı ve ben birini öldürdüm. Open Subtitles لقد كان هناك احصنة و رجل مشتعلة بة النار و لقد قتلت فتي بالرمح
    - Bu beyefendi soğuk havaya çıkmadan önce önden atları getirtme zahmeti olmadan, istediği zaman bir yeri terk edebilmekten hoşlanıyor. Open Subtitles يحب ان يغادر المكان متى أراد بدون ارسال احصنة يوما قبله قبل ان يذهب عليها في الطقس البارد
    "Çocuklarla gezmek için atları ayarladık, 7.00'de başlıyor." Open Subtitles حجزت بالفعل احصنة لي والاطفال سيبدأون عند 7:
    Üstü yanan adamlar gördüm atların pişmiş etlerini kokladım. Open Subtitles رأيت رجالا تشتعل النار في قمصانهم شممت رائحة احصنة محروقة
    Bu geminin makineleri Napolyon'un Avrupa'yı fethetmekte kullandığı tüm atların toplam beygir gücünden daha fazladır. Open Subtitles ان محركات هذه السفينة لديها قوة احصنة اجمالية تفوق قوة جميع فرسان نابليون الذى استعان بهم لغزو اوروبا
    Ben, erkek kardeşim ve arkadaşlarım büyük atlara bindik. Open Subtitles انا و اخى و اصدقائى حصلنا على احصنة كبيرة
    İnsanların kontrol ettiği kanunlar, uyuşturucu mafyalarının değil. Open Subtitles والناس يتحكمون بها وليس احصنة الجر
    Sizin hindistanda at var mı? Open Subtitles هل تملكون احصنة في الهند ؟ ؟ ؟
    İnekler, atlar ve bir sürü tavuk var. Open Subtitles هناك ابقار و احصنة و الكثير الكثير من الدجاج
    Büyük büyük babam Model T.yi icat etmeden önce şöyle demiş: "Eğer insanlara ne istediklerini sorsaydım, bana daha hızlı atlar istediklerini söylerlerdi." Öyleyse daha fazla arabanın cevabı basitçe daha fazla yola sahip olmak değildir. TED جدي الاول قال في احد المرات قبل ان يخترع سيارته ذات الموديل تي "لو سألت الناس مالذي يريدونه, سوف يجيبون, "نريد احصنة اسرع "" اذا الاجابة عن السيارات الكثيرة ببساطة لن يكون ايجاد المزيد من الطرق.
    Sığırı atlar olmadan süremeyiz. Open Subtitles لا نستطيع ان نحمل الماشية بدون احصنة
    Bunun bir çok farklı yöntemi var, banka truva atları gibi, siz online banka işlemleri yaparken online hesabınızdan para çalmak gibi. veya klavye kayıt programları. TED حسنا هنالك عدة طرق مختلفة مثل احصنة طروادة البنكية,التي تسرق المال من حسابك البنكي على الشبكة عندما تؤدي اعمال بنكية على الشبكة او مسجلات المفاتيح
    Apollo'nun atları sabırsızlıkla kapıyı tırmalıyor. Open Subtitles احصنة ابولو يخدشون البوابات بفارغ الصبر .
    Bir sorun daha var. atları eksikmiş. Open Subtitles هناك مشكلة اخرى لقد فقدوا احصنة
    Derler ki, toynak sesi duyduğunda atların geleceğini düşünürsün. Open Subtitles يقولون عندما يسمعو اصوات حوافر الحيوانات , انهم وجدو احصنة
    -Plastik atların mı var? Open Subtitles لديك احصنة بلاستيكية ؟
    Çok güçlü ve hızlı atlara ve develere sahibiz. Open Subtitles لدينا أسرع وأقوى احصنة وجمال
    Diğer atlara binen Open Subtitles الاول , يركب احصنة الغير
    İnsanların kontrol ettiği kanunlar, uyuşturucu mafyalarının değil. Open Subtitles والناس يتحكمون بها وليس احصنة الجر
    Bir ihtiyar ile 8 iyi at var. Open Subtitles فقط رجل عجوز واحد وثمانية احصنة جيدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more