Elimizde, şeyhin kaybolduğu gece sizin ve kocanızın oteli kontrol ederken çekilen video görüntüleri olduğunu bilmelisiniz. | Open Subtitles | عليك أن تعلم أننا رأيناك وزوجك على فيديو، تسجلون في فندق الشيخ ليلة اختفاءه |
Karısı, kaybolduğu sabah spor çantasının yanında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | زوجته قالت بانه كان يحمل حقيبة المركز الرياضي معه صباح يوم اختفاءه |
Burası Macey'nin kaybolduğu yer. | Open Subtitles | هنا كان صولجاني قبل اختفاءه |
Röntgenler kaybolmadan 2 ay önce çekilmiş. | Open Subtitles | تم أخذ صور الأشعة السينية منذ شهرين قبل اختفاءه |
Solarz sadece seninle konuştu. Ortadan kaybolmadan sadece iki gün önce Sloan'la buluşan da sensin. | Open Subtitles | سولارز لا تتحدث الا معك سولان يقابلك قبل يومين من اختفاءه |
İçimde kaybolmadan hemen önce küçük ayağından yakalayıp çektim ama artık bir tavşan değildi. | Open Subtitles | قرف. وبمُجرّد اختفاءه داخلي، سحبته من رجله الصغيرة، |
Red Tyson'ı ortadan kaybolduğu gece soğukkanlılıkla öldürdüğüne dair açık kanıt. | Open Subtitles | أدلة قاطعة عنك وأنت تقتل (ريد تايسون) بدم بارد فى ليلة اختفاءه |
kaybolmadan iki gün önce ofisinin dışında bir münkaşa olmuş ve tehditlere kimse kulak asmamış mı? | Open Subtitles | كان هناك جدال خارج مكتبه قبل يومين من اختفاءه وتم سماع تهديدات؟ |
Matty'yle kaybolmadan önce de sık görüşmüyordum. | Open Subtitles | لم أتحدث إلى (ماتي) إلى حد كبير قبل اختفاءه |