Ama dün gece Edgar Prisco'nun telefonlarından biri üç kere çaldı. | Open Subtitles | لكن ظهر هاتف مرتبط باسم ادغار بريسكو ثلاث مرات ليلة أمس |
Bu iş, olaydan sonra suç ortağı haline gelen J. Edgar Hoover'ı... ve Lyndon Johnson'ı da kapsıyor. | Open Subtitles | كل الطرق تؤدى إلى جى ادغار هوفر و ليندون جونسون الذين كانوا شركاء بعد وقوعها |
lnger, Edgar Volgud'un etrafında bir karanlık var... ve bu gölge burada mutlu olan ne varsa kararttı, | Open Subtitles | انا اينغر هناك ظلمة حول ادغار فولغاد هذه الظلال اظلمت كل ماكان مفرحا هنا |
Ama Edgar Volgud'la karşılaşmamaya çalış... ve en kısa zamanda ayrıl buradan, | Open Subtitles | لكن لا تصادفوا ادغار فولغد و غادروا حالما استطعتم |
J. Edgar yerinde olsa idi, seni FBI'ya asla almazdı. | Open Subtitles | هل تعرف جي ادغار الذي في المكتب ، لم يكن يريدك ان تدخل الـ إف بي آي |
Edgar Knowles bu sabah tutuklandığında beş farklı şirkette nitrat bombalarını patlattığını itiraf etti. | Open Subtitles | عندما اعتقل ادغار نولز هذه الامسية اعترف بانه فجر قنابل مصنوعة من النترات في خمس شركات |
Yani Edgar Knowles Vanowen'ı patlatmadım derken doğruyu mu söylüyor diyorsun? | Open Subtitles | هل تعني ان ادغار نولز يقول الحقيقة عندما اخبرك انه لم يصنع القنبلة التي فجرت في شركة فانوين؟ |
Daha dün Edgar Knowles'ı gümüş tepside bize sundun. | Open Subtitles | البارحة, قدمت لنا ادغار نولز على طبق من فضة |
Zaten Edgar Knowles'ın el yazısını kontrol etmiştim. | Open Subtitles | الان, لقد تحققت مسبقا عن خط يد ادغار نولز |
Daha önce de dediğim gibi Edgar Knowles yalnız çalışyor. | Open Subtitles | كما قلت سابقا, اعتقد ان ادغار نولز عمل وحيدا |
Çünkü Edgar Bergen'in dizinde oturmam gerekiyormuş gibi görünüyorum. | Open Subtitles | لأنّني أبدو وكأنّني أجلس على ركبتي ادغار بيرغن. |
Edgar, Tanrı aşkına niye gelen mektupları açmadın? | Open Subtitles | ادغار بحق الله ، لماذا لم تقوم بفتح البريد لحد الأن؟ |
J. Edgar Hoover olmayabilirim ama Tarker Mills'de kanun benim. | Open Subtitles | قد لا أكون جيه ادغار هوفر ، ولكن أنا القانون في تاركير ميلز ، |
Affedersin uzun sürdü ama çok yakışıklı bir beyle tanıştım, Edgar van Cortland. | Open Subtitles | اعتذر لتأخري، لكن التقيت برجل لطيف اسمه "ادغار فان كورتلاند" |
Edgar, lütfen telefonu aç. Önceden aramız iyiydi. | Open Subtitles | ادغار رجاء التقط الهاتف ان الوضع يسوء |
Edgar ı tanıyor muydunuz ? | Open Subtitles | هل تعلم هذا , حول صديقك ادغار ؟ |
Edgar patlama birimi diye bir yerde çalışıyor. | Open Subtitles | ادغار يعمل على شيء يسمى تحطيم الطاقم |
Başkent'teki J. Edgar binasında çalışmış. | Open Subtitles | عمل في مبنى ج. ادغار في واشنطن |
Fakat eski Dupont yönetici Edgar Woolard bize hatırlattığı gibi, "Şirketleri eski düşüncelerle engellenmeleri sorun olmayacaktır çünkü," dedi, "uzun vadede buralarda olmayacaklar." | TED | ,لكن كما نبّهنا ادغار وولارد الذي ترأس شركة دوبونت الشركات التي يعيقها التفكير القديم لن تسبب مشكلة " " لأنها ببساطة لن تكون متواجدة لفترة طويلة |
Edgar telefonu dinleyince, kulağına sis borusu öttürdüler. | Open Subtitles | عندما أخذ (ادغار) سماعة الهاتف انطلقة صافرة في أذنه |