Tug Babcock sağ olsun. Bir kısmının kendi arazisinde olduğunu iddia etti. | Open Subtitles | ادّعى أنّ جزءاً منه بُني على حدود مُمتلكاته. |
Kremlin Beria'nın Batı adına casusluk yaptığını iddia etti. | Open Subtitles | ادّعى الكرملين أنه يتجسس لحساب الغرب |
Ama o reddetmiş. Kesinlikle öyle bir şey yapmadığını iddia etmiş. | Open Subtitles | لكن ذلك الشخص رفض الفكرة ادّعى أنّه لم يفعل قطَ شيئا مثل ذلك |
Geleneksel tıp uzun zamandır bunun geri çevrilemez olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | ادّعى الطب التقليدي لوقتٍ طويل بأنّه لا يمكن عَكْسَه |
İnsanları öldürüp ortadan kaybolan savaşçılardan oluşan eski bir suikastçı mezhebi olduğunu iddia etmişti. | Open Subtitles | ادّعى أنّه ثمّة طائفة قديمة من القتلة، محاربين يقتلون ويختفون كالأشباح. |
Bizi sizin halkınızdan koruduğunu iddia eden gruptan biri verdi. | Open Subtitles | من شخصٍ ادّعى أنّه جزءٌ من مجموعةٍ تحمينا من قومك. |
Yıllar önce, bir damgası olan biriyle tanıştım. Vampirleri öldürmek için yoğun bir dürtüsü olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | منذ سنين قابلت رجلًا ذو علامة ادّعى رغبته القوية لقتل مصّاصين الدماء |
Ama o Fifth Avenue olduğunu iddia etti. | Open Subtitles | ولكنه ادّعى بأنها فيفث افينيو. |
High Star'ın üç kişinin ölümüne yol açan yasa dışı bir aktiviteyle bağlantılı olduklarını iddia etti. | Open Subtitles | ادّعى أن (هاي ستار) متورطة في نشاط غير شرعي أدى بشكل مباشر إلى مقتل ثلاثة رجال. |
Sonrasında Hammond bir harita çıkardı ve cesur bir şekilde hedefimize gidebilecek yeni bir radikal yol bulduğunu iddia etti. | Open Subtitles | ادّعى (هاموند) بكل وقاحة انه وجد طريقاً جديداً على الخريطة وسوف يوصلنا الى وجهتنا بكل سلاسة |
BELÇİKA KRALI LEOPOLD; GENİŞ KONGO HAVZASININ FİLDİŞİ VE MİNERAL BAKIMINDAN ZENGİN OLDUĞUNU İDDİA ETTİ. | Open Subtitles | ادّعى (ليوبولد) ملك بلجيكا أن حوض نهر الكونغو الفسيح، غنياً بالعاج والمعادن |
Hartmann ailesinin bir dostu olduğunu iddia etti. | Open Subtitles | (ادّعى أنه صديق لعائلة (هارتمان |
Kimya mühendisiymiş. Ailesi öldürüldükten sonra kafayı sıyırmış. Uzaylıların yaptığını iddia etmiş. | Open Subtitles | فقد صوابه بعد مقتل عائلته ادّعى أن المخلوقات الفضائية قتلتهم |
Kuş gribi için aşı bulmaya çok yakın olduğunu iddia etmiş. | Open Subtitles | ادّعى أنّه اقترب من اكتشاف لقاح انفلونزا الطّيور |
Sizin partinize davetli olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | لقد ادّعى إنه مدعو إلى حفلك. حسناً ، حسناً. |
Amerikan ordusu yetkilileri cismin bir yolcu jet uçağı olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | ادّعى مسئولون عسكريّون أنّ المشاهد هي في الواقع لطائرةٍ نفّاثة مسافرة |
Günah keçisi ilan edildiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | هو ادّعى انه كبش فداء |
- Notley, soygun gecesi Connie ile olduğunu iddia etmişti. | Open Subtitles | لمَ ؟ - (ادّعى (نوتلي - بأنّه كان بصحبة (كوني) ليلة السرقة |
Yani artık benimle ilgilenmiyor olabilir ama Harvard'a gittiğini iddia eden bir sahtekarla kesinlikle ilgilenecektir. | Open Subtitles | أعني، هي قد لا تكون مهتمةٌ بي ولكنّها ستكون مهتمّة بمحتال ادّعى ذهابه إلى هارفرد .. |
- Kaza olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | ادّعى بأنه كان حادثاً |