"اربعاء" - Translation from Arabic to Turkish

• Çarşamba
• çarşambaları

Evet efendim, her Çarşamba öğlen on iki-iki arası. Ne yaptınız?
نعم سيدي نقوم بهذا كل اربعاء بين الظهر والثانية بعد الظهر

Diaco'nun dediğine göre Esten her Çarşamba, ...Kilowatt denen bir kulübe gidiyormuş.
دياكو يقول أن كل يوم اربعاء ايستن لفي النادي يدعا كيلو واط

Her Çarşamba olduğu gibi onu sen alacaksın ve taksiyle eve geleceksiniz.
سوف تصطحبينه كل يوم اربعاء كما عهدنا ،وتأتى بسيارة أجرة لهنا

Moody çarşambaları hastanede olur.
جيد مودي يذهب الى المستشفى كل اربعاء

Bölge Komisyonu çarşambaları toplanıyor.
لجنة التقسيم يجتمع كل يوم اربعاء.

Her Çarşamba, o, haftalık nakit damla alır arabasının bagajına, o koyar sonra kendini davranır
كل اربعاء يأخذ ماله الأسبوعي ويضعه في السيارة , ومن ثم يذهب يمتع نفسه

Her Çarşamba gecesi "happy hour" olurdu.
كان عندهم ساعة تخفيض للمشروبات كل ليلة اربعاء

Her Çarşamba gecesi de bir kadın dikkatimi çekerdi.
و في كل ليلة اربعاء كنت الاحظ تلك الامراة

Yine de buraya her Çarşamba geldiğin belliydi.
لقد كان مُرَتب جيداً بأن تأتي لهُنا كل اربعاء

Ve neredeyse 1000 haftadır her Çarşamba günü beni buraya sadece bir şaka için mi getirtiyordun?
وجعلتني آتي الى هنا كل اربعاء لألاف الاسابيع وكانت كلها مجرد لعبة

Glover Parktaki aynı ATM'den her Çarşamba öğleden sonra 340 dolar çekmiş.
مبلغ 340 دولار من نفس أجهزة الصراف الآلي في غلوفر بارك كل يوم اربعاء من بعد الظهر

Aksi takdirde herkese Çarşamba öğlenleri nereye gittiğini söylerim.
لأننى سأخبر الجميع أين تذهب كل يوم اربعاء بعد الظهر

Annen ve ben her Çarşamba öğleden sonrası evliliğimizi yoluna koymaya çalışırken seni oraya bırakırdık.
أنا وامك كنا نرميك هناك عصر كل يوم اربعاء بينما كنا نحاول ضبط زواجنا استدر هنا

Ve neredeyse 1000 haftadır her Çarşamba günü beni buraya sadece bir şaka için mi getirtiyordun?
وجعلتني آتي الى هنا كل اربعاء لألاف الاسابيع وكانت كلها مجرد لعبة ...هذا

Artık her Çarşamba öğleyin buluşacağız...
لذا سنلتقي كل اربعاء في منتصف النهار

Ve her Çarşamba gecesi orada olurdum.
و في كل ليلة اربعاء كنت متواجدا هناك

Bir Çarşamba akşamüstü lisemin koridorundan aşağı doğru yürüyordum, bir şekilde kendi işime bakıyordum ki şu sanatçı öğretmeni gördüm, büyük seramik bir vazo yapmıştı. Ve bir şekilde sanat odasının kapısından içeriye bakıyordum. Ve seramik çamurunun nasıl yapıldığını gördüyseniz bilirsiniz, sihirlidir, ve ben hayatımda hiç böyle birşeyi görmemiştim.
و في بعد الظهيرة من يوم اربعاء كنت اسير في احد ممرات مدرستي الثانوية اهتم بشؤوني نوعا ما، و كان هناك هذا الفنان يعطي دروسا، كان قد بنى سفينة كبيرة قديمة من السيراميك. و صادف انني كنت انظر في باب غرفة الفنون. وان كنتم قد رايتم طينا وقد صنع منه شئ، انه سحر، لم اكن قد رأيت شيئا كذلك من قبل.

Diğer çarşambaları da kendimize ayırıyoruz.
وكل اربعاء اخر هو وقتنا لوحدنا

Biliyorsun çarşambaları bowlinge gidiyorum.
العب البولينغ كل اربعاء كما تعلمين