"ارتداء" - Translation from Arabic to Turkish

• giymek
• takmak
• giymeyi
• giyebilir
• giyip
• giymeye
• giyemem
• giyebilirsin
• giymem
• giymelisin
• giymen
• giy
• takmayı
• takmaya
• giymekten

- Mon, belki şu çocuklardan biri senin elbiseni giymek ister.
الاثنين، ربما واحد من هؤلاء الرجال يريد ارتداء اللباس الخاص بك.

Bu pantolonu giymek istemiyorsan, okul kıyafetini giyersin, olur biter.
ان لم ترد ان ترتديه كان عليك ارتداء ملابس المدرسة

Güneş gözlüğü takabilmek için lens takmak zorunda kaldım.
حصلت على نظارة شمسية حيثُ كان يتوجب علي ارتداء عدسات لاصقة حتى أستطيع ارتدءها.

Ama sıcak yerlere gitmeyi sevdiğini böylece kısa şortlarını giymeyi sevdiğini sanıyordum.
لكني اعتقدت انك تحب الذهاب الى الاماكن الحاره حيث يمكنك ارتداء شورتاتك

Bildiğiniz üzere, sadece bir Dünya Çocuğu Kral tacını giyebilir.
كما تعلمون ، فقط طفل الأرض يمكنه ارتداء تاج الملك

Kalın bir şeyler giyip... can yeleklerinizi takmalı ve güverteye çıkmalısınız.
على الجميع ارتداء ملابس ثقيلة و ارتداء سترات النجاة و الصعود

Ben dürüstüm. Sen şu 300$ lık elbiseni giymeye başla.
أنا شريف يمكنك البدء في ارتداء بدلتك ب 300 دولار

Büyük baskı. Katılıyorum. Boğa güreşine kırmızı giymek gibi olur.
اتفق مع ذلك انه مثل ارتداء فستان احمر لمصارعة الثيران

Polis gelmeden aşağı gelip üzerine bir şeyler giymek ister misin?
اتريد النزول و ارتداء بعض الملابس قبل ان تأتي السلطات ؟

Kilisede pantolon giymek ve erkeklerin toplantılarına gitmek gibi göz ardı edilemez şeyler yapmaya çalıştık.
حاولنا فعل أشياء لايمكن تجاهلها، مثل ارتداء السراويل في الكنيسة ومحاولة حضور الاجتماعات المحصورة على الرجال.

Okulda alüminyum zırh giymek hakkında öngöremediğim şeyler vardı.
كان هناك أشياء لم أحسب لها حساباً حول ارتداء زي كامل لدرع من الألمنيوم إلى المدرسة.

giymek istediği şeyi giyemediğinde, Oliver tam olarak aynı sebepler dolayısıyla soyutlanmış hissetmişti.
ولكن ذلك تحديداً ما جعل اوليفر يشعر جداً بالعزلة حينما لم يستطع ارتداء مارغِب في ارتداءه.

Hiç çirkin gösterdiği için gözlük takmak istemeyen bir kadın görmediniz mi?
ألم تر مطلقاً امرأة لا تريد ارتداء النظارات لأنها تفسد منظرها؟

Hayatının sonuna dek çingene eşarbı takmak istemiyorsan çok sakin olmalısın!
الا إذا كنت تريدين ارتداء وشاحا غجريا علي وجهك ما تبقي من حياتك اثبتي جيدا

Yazın sahile gitmeyi ve herkes oradayken sahilde bikini giymeyi çok severim.
أحب فصل الصيف والذهاب إلى الشاطئ وأحب ارتداء ملابس السباحة على الشاطئ

Bana bakın, ben Chandler'ım! Daha fazla kıyafet giyebilir miydim?
أنظروا إليّ أنا "تشاندلر" هل يمكنني ارتداء المزيد من الملابس؟

Tek yapman gereken bunu giyip adamın görmesini sağlamak ve geri dönmek.
ما عليك سوى ارتداء هذا والنزول إلى الزاوية وتشتري صحيفة ثم ترجع.

Üstümden düşen eski çirkin tişörtlerini giymeye can attığımı mı sanıyorsun?
أتعتقد أني أردت ارتداء قمصانك البشعة المستعملة التي ليست بمقاسي حتى؟

Bu ayakkabıları gerçekten giyemem ve başka ayakkabım yok.
لا يمكنني حقًّا ارتداء هذا الحذاء, ولا أملك غيرها.

Samur kürkler giyebilirsin Kulüplerde ön sıralarda oturabilirsin
تستطيعين ارتداء فرو السَّمُّور أمام مناضد ملهي ليلي

Yeni aldığım bu küçük elbiseyi giymem için mazeret oldu.
يعطيني ذريعة ارتداء هذا العلامة التجارية الجديدة قليلاً اللباس اشتريت.

Daha çok beyaz giymelisin, gözlerinin rengini sahiden ortaya çıkarıyor.
ينبغي عليك ارتداء اللون الأبيض أكثر، إنه يجذب لجمال عينك

Bir düğünü filme çekiyor olsan pantolon giymen gerektiğini düşünmüyor musun?
الا تظن بما أنك ستصور الزفاف بأنه يجدر بك ارتداء بنطلون

Sakal bırakmaya devam et, işe de spor ayakkabı giy.
ربّي لحيتك ، وابدأ بـ ارتداء أحذية رياضيّة لمقرّ العمل

Çantanı, tek koluna takmayı bırak.
توقف عن ارتداء حقيبتك بحزام واحد على كتفك

Başka insanların gözlüğünü takmaya bayılıyorum! Atomsal sırları çalmış gibi görünüyor muyum?
أحب ارتداء نظارات أشخاص آخرين هل يبدوا انني سرقت اسرار نووية ؟

Nedime kıyafetini giymekten kaçınma işini biraz abartmıyor musun?
ألست تأخذين هذا الأمر بصورة جدية أكثر من الازم في محاولة عدم ارتداء فستان قبيح؟