"ارتدائها" - Translation from Arabic to Turkish

• giymek
• takmak
• takmayı
• takmaktan
• şunu giyeyim

Ancak uzaktaki nesnelerin ister istemez odak dışı kalması sürekli olarak giymek ve giymemek arasında geçiş yapmanızı gerektirir.
لكن الأشياء البعيدة بالضرورة تخرج عن نطاق التركيز، مما يعني عليك التبديل باستمرار ذهاياً وإياباً بين ارتدائها وعدم ارتدائها.

giymek için izin bile almamışken bir de bunu mu soruyorsun bana?
أنّى لكِ في التفكير في سؤالي هذا السؤال في حين أنّكِ لم تستأذنيني قبل ارتدائها ؟

Klişeyse ve ya kıyafetine uymuyorsa... onu takmak zorunda değilsin.
لو كانت قبيحة أو ستُفسد فستانك فليس عليك ارتدائها

Sanat kitaplarını okurken bere takmayı sevdiğini biliyorum.
أعرف بأنك تُحب ارتدائها عند قراءتك لكتب الفن

Onu takmaktan asla vazgeçmedim.
لم اتوقف عن ارتدائها

Yardım et de şunu giyeyim.
ساعدنى فى ارتدائها

Bugün giymek zorunda değilsin, ama...
لا يجب عليك ارتدائها اليوم ، لكن --

Madem senin için yapmışlar giymek zorundasın.
هم صنعوها خصيصاً لك وعليك ارتدائها . .

- Bunları giymek istemiyorum.
ـ لا اريد ارتدائها.

Neden, giymek mi istiyorsun?
لماذا ،تريدين ارتدائها ؟

Eğer modası geçmişse, veya elbisene uymuyorsa takmak zorunda değilsin.
لو كانت قبيحة أو ستُفسد فستانك فليس عليك ارتدائها

Sadece bu yıla özel, hepimizin takmak istediği... yüzlerce Kony 2012 bilekliğimiz var.
لدينا الآلاف من أساور كوني 2012 لتي نرغب من الجميع ارتدائها هذه السنة فقط

Merak etme. takmak için almamış.
لا تقلقي ، ليس لانه يريد ارتدائها

Ve ilk aşamada, bunu takmayı hiç istememiştim.
وفي البداية، أتعرفين، لم أكن أريد ارتدائها

Ya da hafta sonları takmayı sevdiğim alüminyum folyo şapka gibi.
أو مثل القبعة المعدنية التي أحب ارتدائها في العطل الأسبوعية؟

Onu takmaktan hiç vazgeçmedim.
لم اتوقف عن ارتدائها