"ارتداها" - Translation from Arabic to Turkish

    • giymişti
        
    • giydi
        
    • giydiği
        
    • taktığı
        
    • giyen
        
    • takarsa
        
    • giydikleri
        
    Geçen sefer hastaneden çıktığında da bunu giymişti. - Kesinlikle diyeti bırakmış. Open Subtitles نعم فلقد ارتداها فى آخر مرة خرج من المستشفى
    Onu en son düğünümüzde giymişti. Open Subtitles آخر مرة ارتداها كان في يوم زواجنا
    Bruce Lee, olacak. İlk Bruce Lee giydi. Open Subtitles في الواقع بروس لي هو من ارتداها أولا
    Merhaba. Oğlunuzun bugün giydiği kıyafet-- Open Subtitles مرحباً، اسمعي الملابس التي ارتداها ولدكم اليوم...
    Büyükbaban taktığı tüm kontakt lensleri saklamış. Open Subtitles الجد لديه جميع العدسات اللاصقة التي ارتداها
    Bunu giyen askerin hiç kurşun yediğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن الجندي الذي ارتداها قد تلقى رصاصة أبدا
    Bu, Anka Kuşu'nun gözü. Arthur bunu uzun süre takarsa ölür. Open Subtitles إنها عين العنقاء لو ارتداها آرثر)لفترة طويلة فسيموت)
    Bugün giydikleri yeniydi. Hiç yıkanmamışlardı. Open Subtitles نعم، الملابس التي ارتداها اليوم لم تغسل من قبل
    - Kendi cenazesinde giymişti. Open Subtitles لقد ارتداها في جنازته
    - Bunu Tom Brokaw giydi. Open Subtitles -هذه البدلة ارتداها (طوم بروكو )
    - Bunu Pierce Brosnan giydi. Open Subtitles هذه البدلة ارتداها (بيرس بروسنان)
    Rob Lowe "interview"'de giydiği? Open Subtitles ارتداها روب لوي في مجلة انترفيو
    Rachel Ross'a Van Kilmer'ın Batman'de giydiği takımı ayarlamış. Open Subtitles (رايتشل) أحضرت لـ(روس) البدلة التي ارتداها (فال كيلمر) في الرجل الوطواط
    Bugünkü son parçamız Abraham Lincoln'ün ikinci açılış konuşmasını yaparken giydiği takım. Open Subtitles اخر مزيادتنا لمزاد اليوم البذلة التي ارتداها (ابراهام لينكولن) اثناء تأديته للخطاب الافتتاحي الثاني
    Henry'nin taktığı arma o! Open Subtitles هذه نفس رابطة العنق ! التى ارتداها الملك (هنرى) الخامس
    Abraham Lincoln'ün suikaste uğradığı gece taktığı kol düğmesi. Open Subtitles الأزرار التي ارتداها (إبراهيم لينكون) ليلة اغتياله.
    Ayrıca gözlükleri son giyen eleman pizza yemiş gibi kokuyor. Open Subtitles والنظارات يبدو أن آخر من ارتداها أكل البيتزا
    Eğer uzun süre bunu takarsa,Arthur ölecek. -Peşinden gitmeliyim. Open Subtitles (وإذا ارتداها لوقت طويل كفاية، فسيموت (آرثر - يجب أن ألحق به -
    Bence erkeklerin bu sabah işe gelirken giydikleri kıyafetleri kontrol edelim. Open Subtitles أقترح أن علينا التحقق من الملابس التي ارتداها الرجال للعمل صباح اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more