İki hafta boyunca kafamda sürekli o sahneyi canlandırmak yetti bana. | Open Subtitles | اعتقد ان اسبوعان من اعادة هذا اليوم فى رأسى فهذا يكفى |
- Evet, merak etme. Halledeceğim. - İki hafta oldu. | Open Subtitles | ـ اجل, اجل لا تقلق ,سأتولى الأمر ـ انهما اسبوعان |
Kralın İrlandalıları. Biz onlar için iki hafta çamurda beklemiştik. | Open Subtitles | انهم جنود الملِك , أنتظرنـا اسبوعان في الوحـّل من أجلهم |
birkaç hafta sonra. O zamana kadar muhtemelen buradan çıkmış olacakmışım. | Open Subtitles | اسبوعان قالوا انه يمكننى الخروج بهذا التوقيت |
Cildimde birkaç haftadır bir solma var... | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي تغير ِفي لون الجلدِ منذ اسبوعان الآن. |
Mayısın 19'unda 1-2 haftalık turne için Birleşik Devletler'in dışında olacağız. | Open Subtitles | التاسع عشر من مايو سوف نكون بامريكا في رحلة لمدة اسبوعان |
Boşanalı iki hafta oldu ve bir Nazi'yle çıkıyor. | Open Subtitles | لقد تطلقنا منذ اسبوعان و هى تقضى وقتها مع نازى |
Tahliyeme iki hafta kalmıştı, ölmek üzere olan yaşlı bir adamı görmek için bir saat izin istemiştim. | Open Subtitles | كان لدي اسبوعان قبلان يتم اطلاق سراحي وكل ما طلبته ساعة واحدة للزيارة مع ذلك الرجل العجوز قبل ان يموت |
Krepon kağıtlarıyla kaynaşmaya sadece iki hafta kaldı, yarılmaya ve kristale. | Open Subtitles | بتلاميذي في الصف النهائي اسبوعان فقط تفصلانا عن الزينة التقليدية |
Ve iki hafta daha; bu aygıt olmadan, kendi başına, bilinçsizce soluk aldın. | Open Subtitles | و اسبوعان بعد العنايه المركزة وتحسنت بعدها كثيرا |
Bildiğiniz gibi iki hafta içinde bir karşılaşmamız var. Ama bu sadece bir alıştırma değil. | Open Subtitles | كما تعلمون بقى اسبوعان فقط على المقابله وهذه ليست مباراه استعراضيه فقط |
İki hafta içinde Khazar Üniversitesi'ndeki Petrol Jeobilim'deki doktora programına başlayacaksın. | Open Subtitles | خلال اسبوعان ستدخل برنامج الدكتوراه لعلوم الأرض فى جامعة خيزار |
İki hafta gecikti, midem bulanıyor, memelerim acıyor ve çok koku alıyorum. | Open Subtitles | انا متاخرة اسبوعان. انا اتقيىء, و استطيع شم اى شىء. |
İki hafta gecikti, midem bulanıyor, memelerim acıyor ve çok koku alıyorum. | Open Subtitles | انا متاخرة اسبوعان. انا اتقيىء, و استطيع شم اى شىء. |
Bu adamın kardeşinin, iki hafta önce onun poliçesinden nakit çekmeye çalıştığını öğrenmek sizi şaşırtır mı? | Open Subtitles | هل يدهشك أن تعلم؟ أن أخيه حاول صرف الوثيقة منذ اسبوعان |
Dostum, tam iki hafta oldu. Neden hep ben? | Open Subtitles | يا رجل إنهما اسبوعان لماذا يجب أن أكون أنا ؟ |
Pekâlâ, günün sonuçlarına geçmeden önce Darren Rivers hakkında birkaç hafta önce başladığımız hikâyeyi tamamlamak istiyorum. | Open Subtitles | قبل ان نذهب الى اهداف اليوم اريد ان نقفز الى قصة اعددناها منذ اسبوعان عن دارين ريفيرز |
birkaç hafta bize izin verirsen, Bruce Fraser sınırındaki, kuzuların geçtiği yerdeki postaları yeniden damgalayabilirim. | Open Subtitles | ان منحتنا اسبوعان بروس ساعيد بناء السد حيث لا تستطيع خراف فريزر العبور |
Lavaboda kirli bulaşıklar var. Mektuplar iki haftadır alınmamış. | Open Subtitles | الاطباق تم استخدامها إنّها بحوض المغسلة اسبوعان لم يتمّ جمع الرسائل |
Beth ikimizi tanıştırdığında orada iki haftadır çalışıyordum ve işte karşınızda! | Open Subtitles | لقد كنت اعمل هناك لمدة اسبوعان حتى عرفتا بيث الى بعضنا البعض ثم تدا دا |
Küçük kızım 2 haftalık olduğundan beri evlenmesini bekliyorum. | Open Subtitles | لقد كنت انتظر زفاف ابنتي الصغيرة منذ أن كان عمرها اسبوعان |
Yaklaşık iki haftalık. Bunları fark etmeliydim. | Open Subtitles | عمره اسبوعان تقريباً، كان يجب أن أرى هذه. |
Ne kadar süremiz var? Kırmızı halıya iki haftamız var, değil mi? | Open Subtitles | ما زال أمامنا اسبوعان على الحفل السينمائي ، أليس كذلك ؟ |