Karınız, ablanız abiniz, dostum, ailelerimiz, hiçbirinin yeri dolmaz. | Open Subtitles | زوجتك، أختك، أخوك وصديقي، عائلتنا، لا يمكننا استبدالهم. |
Onların yeri tamamen fosil yakıtlarca alındı ve bu yüzden sonuç şu ki neredeyse güneşten aldığımız temiz enerji elektriği kadarını yok ettik. | TED | وتم استبدالهم بالكامل بالوقود الأحفوري، ولذلك، كانت النتيجة أننا مسحنا تقريبًا كل كهرباء الطاقة النظيفة التي نحصلُ عليها من الطاقة الشمسية. |
Bazı dostların yeri doldurulamaz. | Open Subtitles | بعض الاصدقاء لا يمكن استبدالهم |
- Henry onların yeri dolmaz, onlar da bizimle gelecek. | Open Subtitles | هنري، لا يمكن استبدالهم. انهم قادمون |
Diğerlerinin yeri, gene başka birileriyle doldurulabilir. - Patron. | Open Subtitles | الاخرين يمكن استبدالهم باخرين |