Demek ki tüm paternleri bu şekilde göz ardı edemeyiz. | TED | اذن لايمكننا فقط استبعاد بشكل موحد كل الانماط هكذا |
- göz ardı edemeyiz, ama içgüdülerim "hayır" diyor. | Open Subtitles | لا يمكنني استبعاد هذا لكن غريزتي تستبعد هذا |
Böyle zamanlarda kötülüğü Yok etmekten başka seçim şansımız olmaz. | Open Subtitles | في هذه الأوقات لا خيار لدينا غير استبعاد الشر |
Böyle zamanlarda kötülüğü Yok etmekten başka seçim şansımız olmaz. | Open Subtitles | في هذه الأوقات لا خيار لدينا غير استبعاد الشر |
Bence kafa travmasını eleyebiliriz. Kalanlar arasından seçim yapmak zorundasınız. | Open Subtitles | لا يوجد نتوئات فيمكننا استبعاد إصابة الرأس |
Benim için açıktı. Altı numaralı eleme nedeni: | Open Subtitles | كان واضحاً بالنسبة إليّ سبب استبعاد الرقم 6 |
Papi Cortez eksik soy belgeleri nedeniyle diskalifiye edilmiştir. | Open Subtitles | لقد تم استبعاد بابي كورتيز لعدم وجود أوراق التربية. |
David Alvarez ile Paul Spector arasındaki ilişkiyi gözardı edemeyiz. | Open Subtitles | لا أظنه يمكننا استبعاد الصلة بين "ديفيد ألفاريز"، و"بول سبيكتور" |
Bu şey ne kadar güçlü olursa olsun ikinci bir çökme ihtimalini göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا استبعاد انهيارات ثانويّة، بصرف النظر مقدار دعمنا لهذا الشيء |
Bu ihtimali göz ardı edemeyiz ama. | Open Subtitles | لا يمكننا استبعاد احتمال ، حتى و إن كان ما تقولينه صحيحًا |
Dinle, hastalarından biri olması ihtimalini göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | اسمع, لا يمكننا استبعاد احتمال انه كان واحداً من مرضاك. |
Bak, üzgünüm. Böyle büyük çaplı bir terörist operasyonunu göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | إلا أنني لا استطيع استبعاد عملية إرهابية واسعة |
Bizi saklandığımız yerden çıkarıp yakalamak isteyen yetkililer tarafından kabrin açıldığını ve boşaltıldığını göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا استبعاد أن القبر وافتتح وأفرغ من قبل السلطات لطرد لنا من وجولة لنا. |
Ayrıca salgılamanın tam zamanını bilmenin ya da çalışanlardan birini elemenin bir yolu Yok. | Open Subtitles | ايضا يستحيل تحديد الوقت الدقيق للقذف لكي يتم استبعاد اي أحد يعمل في الفندق |
Hayır, alakası Yok. | Open Subtitles | ألم يتم استبعاد موكلتي مارجوري غارنيت عن لائحة التبرع |
Aynını ikimizden birine yapmayacağına inanmamız için elimizde bir neden Yok. | Open Subtitles | لا يمكننا استبعاد أن يفعل المثل لأي واحد منا |
Eğer kurbanları nasıl seçtiğini bulabilirsek, kapanmamış kayıp vakalarının bir çoğunu eleyebiliriz. | Open Subtitles | تعرفون نستطيع استبعاد الكثير من القضايا المفتوحة لاختفاء الاشخاص ان استطعنا معرفة كيف التقى بهم |
7-11 yaş arasını hedef alanları da eleyebiliriz. | Open Subtitles | يستهدف الأناث يمكننا استبعاد اي أحد له عمر تفضيلي فوق الـ 7 سنوات أو أقل من 11 |
Örneklerinizi eleyebiliriz ama çalışanlarınızı eleyemeyiz. | Open Subtitles | سيدي يمكننا استبعاد عينات المختبر لديك لكن ليس العاملين فيه |
Jack'e de söylediğim gibi, eğer köklü servislere eleme yoluyla alım yapıp fazlalığı azaltabilirsek... 40 saat sonra yönetim kurulu toplantısı var. | Open Subtitles | أخبرت (جاك) إن كانت هناك وسيلة للإقلال من النفقات دون استبعاد خدمات أساسية سيجتمع المجلس خلال 48 ساعة |
Unutulmaması gereken en önemli şey... orada dışlanacak ceza verilecek yada diskalifiye edilecek bir durum Yok | Open Subtitles | والعودة الى الخلف والعودة الي الحلبة من مكان الدخول. مهم ان تتذكر ذلك لا يوجد اي استثناء في هذه الحالة لا عقوبة او استبعاد. |
'Köstebek' ihtimalini gözardı edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا استبعاد امكانية وجود جاسوس. |