Müvekkilimizi sorgulamak istiyorsanız, onun ifadesini alın. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين سؤال موكلتنا فاطلبي استجوابها |
Laboratuvarlarımıza doğayı taşımak ve orada sorgulamak yerine, bilimimizi doğanın görkemli laboratuvarına taşımalıyız ve modern teknoloji ekipmanımızla bulduğumuz her yeni yaşam formunu ve bulabileceğimiz herhangi yeni bir biyolojik niteliği orada sorgulamalıyız. | TED | بدلاً من إحضار الطبيعة إلى مختبراتنا. و استجوابها هناك، بل علينا أن نذهب بعلومنا إلى مختبر الطبيعة العظيم، وهناك, بمساعدة تقنياتنا الحديثة، سنستجوب كلّ شكل جديد للحياة نجده، وكلّ خاصّية حيويّة جديدة أيضًا. |
Onun sorguya çekilmesi gerektiğini iç rahatlığıyla söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني القول بأنها تستحق فعلاً ان يتم استجوابها |
Sağlık görevlileri onu kontrol ettikten sonra sorguya gelecek. | Open Subtitles | سوف يتم استجوابها بعد أنتهاء الاطباء منها |
FBI sorgulamaya çalışmış, ama adamımız işbirliği yapmadığını söyledi. | Open Subtitles | لا ، حاول المكتب الفدرالي استجوابها مصدري يقول انها لم تتجاوب |
Onu sorgulamaya hakkımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا الحق في استجوابها. |
Summerlin hırsızlık bir dizesinde, çıkıyor, o sorgulandı onu oda arkadaşı ile birlikte, morgda bizim kız, Gwen Onetta. | Open Subtitles | تبين, انه كان يتم استجوابها فى سلسلة من عمليات السطو في سمرلاين جنباً الى جنب مع رفيقة غرفتها |
Bu yüzden, Paul Young'ı zehirlemekle ilgili sorgulandığı zaman... | Open Subtitles | لذا عندما تم استجوابها بشأن تسميم بول يونغ |
Onu sorgulamak istedik, ama gitmiş. | Open Subtitles | -أجل . لقد أردنا استجوابها , لكنها غير موجودة |
Polisler onu sorgulamak için sabırsızlanıyorlar. Çeviri: DuHastır İyi seyirler dilerim. | Open Subtitles | الشرطه يريدون استجوابها هنا , هذا د. |
Trevor Beckman davası ile olan benzerliğinden dolayı onu sorgulamak istiyoruz. | Open Subtitles | بالنظر إلى تشابه الوضع مع قضية (تريفور بيكمان). سنرغب بكل تأكيد في استجوابها. |
Burada sorguya çekebiliriz ve her şey mümkün. | Open Subtitles | احضرها للأعلى هنا يمكننا استجوابها وأي شيء ممكن |
Bak, onu sorguya alacakları kesin. | Open Subtitles | انظر , يجب ان يتم استجوابها حسنا ؟ هذه حقيقة |
O sorgulandı ve aklandı. | Open Subtitles | تم استجوابها وتبرئتها. |
sorgulandı. | Open Subtitles | يتم استجوابها |
Ailesinin Maryland'deki evine çekildiği ve FBI tarafından sorgulandığı düşünülüyor ve soruşturma sürüyor. | Open Subtitles | وأعربت عن اعتقادها أن يكون في منزل والديه. تم استجوابها من قبل مكتب التحقيقات الفدرالي ويبقى تحت الشك. |