"استخدموها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kullandıkları
        
    • kullanın
        
    • kullandılar
        
    • kullanıyorlardı
        
    • kullandıklarını
        
    • kullanmışlar
        
    • kullanmışlardı
        
    Bizi değiştirmek için kullandıkları teknolojiyi yeniden yaratabiliriz. Open Subtitles يمكننا ان نعيد تصنيع تلك التقنيه التي استخدموها علينا
    Bizi değiştirmek için kullandıkları teknolojiyi yeniden yaratabiliriz. Open Subtitles يمكننا ان نعيد تصنيع تلك التقنيه التي استخدموها علينا
    Muhtemelen, eroinmanlar, fahişeler, zenciler ve homolar için kullandıkları şırınganın aynısıyla. Open Subtitles ربما نفس الإبرة التي استخدموها مع المدمنين والعاهرات والشواذ
    Sadece bir adet bayıltıcı bombamız var bu yüzden onu gerçekten gerektiği yerde kullanın. Open Subtitles لا يوجد لدينا الكثير من القنايل اليدوية لذا استخدموها عند الضرورة القصوى فقط
    İkinci Dünya Savaşı'nda, ellerinde kan kalmayınca bu yöntemi kullandılar. Open Subtitles لقد استخدموها فى الحرب العالمية الثانية عندما نفذت السوائل لديهم
    Geçen yıl yaptıkları saldırıların %90'ında bu tüfekleri kullanıyorlardı. Open Subtitles % استخدموها في أكثر من 90 من هجماتهم العام الماضي.
    Bana göre Facit'in hikâyesindeki ironi Japonya'dan ucuz, küçük elektronik hesap makineleri alan Facit mühendislerinin kendi hesap makinelerini çifte kontrol etmek için kullandıklarını duymaktı. TED بالنسبة لي ، المفارقة في قصة فاسيت هو أن تسمع أن مهندسين فاسيت، اشتروا آلات حاسبة إلكترونية بسيطة ورخيصة في اليابان. استخدموها لتقييم آلاتهم الحاسبة.
    Anlaşılan, ilk önceleri ipeği en basit biçimiyle, yapıştırıcı olarak kullanmışlar. Open Subtitles قبل أكثر من 300 مليون عام. في باديء الأمر، يبدو أنهم استخدموها على نحو بسيط جداً، كلاصق.
    Beni izlemek için kullandıkları dizüstü buydu. Open Subtitles بذلك الحاسوب الشخصي توجد الكاميرا التي استخدموها لمراقبتي
    Beni izlemek için kullandıkları dizüstü buydu. D-11 yönlendiricisiyle babamı kaçıran insanların izini sürebiliriz. Open Subtitles ذلك الحاسوب المحمول به الكاميرا التي استخدموها لتعقبي
    Donörün üzerinde kullandıkları diğer plazma poşetlerinin izini sürdüm. Open Subtitles لقد تتبعت كيسا اخر من البلازما من الدفعة التي استخدموها على المتبرع
    Bunlar el yapımı patlayıcılarda kullandıkları bidonlar. Open Subtitles هذه نفس الحاويات التي استخدموها في العبوات الناسفة
    Dünyalı taktikleri, sayıları, kullandıkları silahların türleri. Open Subtitles تكتيكات الضربة المنخفضة، أعدادهم، نوع الاسلحة التي استخدموها.
    Bunları yapmalarının tek yolu da sana ulaşıp kullandıkları mühimmatları söylemekti. Open Subtitles والطريقة الوحيدة لهم لفعل ذلك هي التواصل معك وأبلغوك نوع الذخائر التي استخدموها
    Lütfen bunları Salı günkü vizenize çalışmak için kullanın. Open Subtitles من فضلكم استخدموها أثناء استعدادكم لاختبار منتصف الفصل في يوم الثلاثاء
    Sonra ben geldim. Bir tane yapacak kadar parçamız var, o yüzden akıllıca kullanın. Open Subtitles ثمة ما يكفي من القطع المفيدة لإعادة بناء واحدة، لذا استخدموها بحكمة
    Bir tane yapacak kadar parçamız var, o yüzden akıllıca kullanın. Open Subtitles ثمة ما يكفي من القطع المفيدة لإعادة بناء واحدة، لذا استخدموها بحكمة
    Ayrı ayrı mı, hep beraber mi kullandılar? Open Subtitles استخدموها كُل فرد بمُفردة ام معا جميعا ؟
    Çünkü... belki de eldiven takıyorlardı ve kızı içeri çekmek için bebeği yem olarak kullandılar. Open Subtitles ...حسناً, لأنه ربما ربما كانوا يرتدون القفازات و استخدموها كطعم لخداع الطفلة
    Geçen yıl yaptıkları saldırıların %90'ında bu tüfekleri kullanıyorlardı. Open Subtitles % استخدموها في أكثر من 90 من هجماتهم العام الماضي.
    Zaten Başkan bunu, tahrikçilerin kendi anarşi eylemleri için kullandıklarını iddia ediyor. Open Subtitles مدعيا أن المحرضين المحترفين استخدموها لممارسة أعمالهم لإسقاط الحكومة
    Bence sadece kaçış için kullanmışlar. Open Subtitles أعتقد أنّهم استخدموها فقط للهروب.
    The Man From Another Place için bu tersine çevirme yöntemini kullanmışlardı. Open Subtitles هذه خدعة تعديل صوت استخدموها مع الرجل من مكان آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more