| Umuyorum ki, şunu asla unutmazsınız: Bu sabah buraya gelmenizden Öğle arası vermemize kadar geçen süre Birleşik Devletler'de | TED | اتمنى ان لاتنسوا جميعا شيئ واحد ما بين الوقت الذي وصلتم فيه الى هنا ووقت استراحة الغداء تحدث اربعة جرائم قتل |
| Uncle Duncay, Öğle yemeği molası. | Open Subtitles | العم دنكي.. حان الآن وقت استراحة الغداء.. |
| Yemek arası veriyorlar değil mi? | Open Subtitles | هل يقومون باعطائكم استراحة الغداء ؟ |
| öğle yemeğinden sonra çalıştım, çok açım. | Open Subtitles | عملت دون توقف حتى خلال استراحة الغداء وأنا أتضور جوعا |
| Bakın, özür dilerim, fakat zaten 3 tane şarap dükkanı gezdim, öğle tatili bitti, ve bana bu şişeyi almamı söylediler. | Open Subtitles | ...اسمعي، أنا آسف، ولكنني ذهبت لثلاث مخازن نبيذ و استراحة الغداء فترة طويلة، لقد تم إخباري أنه أفضل مشروب تحصل عليه |
| Meşgul insanlar olduğumuzun da farkındayım; o yüzden endişe etmenize gerek yok, bunu öğle arasında da yapabilirsiniz. | TED | وانا موقنةٌ انكم مشغولون جداً لذا لا تقلقوا . يمكنكم القيام بذلك في استراحة الغداء |
| Öğle yemeğinde fazladan bir saat alın. | Open Subtitles | يمكنك اخذ ساعه مع استراحة الغداء |
| Öğle arası verdiyseniz eve ne zaman geldiniz? | Open Subtitles | اذا كنت في استراحة الغداء في أي وقت عدتي إلى المنزل ؟ |
| Öğle arası. | Open Subtitles | استراحة الغداء. |
| Öğle yemeği saatinde ya yan taraftaki silah dükkanına gider ya da köşedeki striptiz kulübüne. | Open Subtitles | في استراحة الغداء إمّا يذهب إلى محل الأسلحة أو لنادي الرقص على ناصية الشارع |
| Bilmelisin ki, hayatını Öğle yemeği molasında kurtardım! | Open Subtitles | يجب أن تعلم أنني أنقذت حياتك في استراحة الغداء |
| Öğle yemeği arasını Danny ile randevusu doldurdu. | Open Subtitles | لعمل دور رئيسة الشركة موعد استراحة الغداء لديها يتوافق مع الموعد الذي تم الاتفاق بع مع داني |
| Yemek arası sona erdi. | Open Subtitles | استراحة الغداء انتهت |
| Sevgili Greg, öğle yemeğinden önce benimle resim odasında buluş. | Open Subtitles | الى (جريغ) قابلني في غرفة الرسم في استراحة الغداء |
| Sevgili Greg, öğle yemeğinden önce sanat sınıfında benimle buluş. | Open Subtitles | عزيزي (غريغ) قابلني في غرفة الرسم قبل استراحة الغداء |
| öğle yemeğinden sonra devam edeceğiz. | Open Subtitles | سنكمل بعد استراحة الغداء |
| Bugünkü öğle tatili iptal edildi! | Open Subtitles | استراحة الغداء ملغية اليوم! |
| Mike, Jesse'nin öğle arasında yapacağımız için biraz aceleye gelecektir. | Open Subtitles | إنه يجريها في استراحة الغداء علينا إجراء الأمر لاذعاَ |
| Öğle yemeğinde olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه في استراحة الغداء |
| Öğle yemeği molası verildi. Mahkemeden geliyorum. | Open Subtitles | أنا قادمة إليكِ من المحكمة أثناء استراحة الغداء |