Aster Şirketi kime zarar vereceğini düşünmeden sadece istediğini alır. | Open Subtitles | "استر كوربس" يأخذوا ما يريدونه بدون إعتبار لمن قد يأذونه. |
Kaldığı o bakım merkezi Aster Şirketi'nin bir birimi. | Open Subtitles | منشأة الرعاية التي كانت بها تابعة لـ"استر كوربس" |
Aster Şirketi'nin numaradan bir ölüm düzenlediğini ve benim doğruyu söylediğimi anlarsınız. | Open Subtitles | ستعرف أن "استر كوربس" زيفت موتها وأني أخبرك بالحقيقة. |
Doğru diziyi bulduğumuzda, Aster Şirketi dünya ekonomisinin tamamını kontrol edebilecek hâle gelecek. | Open Subtitles | ما أن نحصل على المتتالية، ستتمكن "استر كوربس" من السيطرة على الإقتصاد العالمي بالكامل |
Orada Aster Şirketi'yle bağlantılı hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لا يوجد شيء بالموقع يمكن أن يربطه ب"استر كوربس" |
Aster Şirketi'nin yan şirketlerinden biri olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنها إحدى الشركات التابعة لـ"استر كوربس" |
Aster Şirketi başarısız olursa neler olacağının farkında mısın? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا سيحدث لو أن "استر كوربس" فشلت؟ |
Aster Şirketi bunu alabilmek için morga adam göndermişti. | Open Subtitles | "استر كوربس" أرسلت شخص ما إلى المشرحة لإحضاره باكراً |
Aster Şirketi'nde yıllardır Calvin Norburg tarafından yönetilen gizli bir araştırma bölümü vardı. | Open Subtitles | لسنوات عديدة كان لدى "استر كوربس" (قسم أبحاث سري يديره (كالفين نوربرج |
Aster Şirketi'ndeki bölümün başına getirildi. | Open Subtitles | لقد ترأس القسم في "استر كوربس" |
New York'tan Los Angeles uçuşu için kesilmiş ve ücreti Aster Şirketi tarafından ödenmiş Bayan Danvers adına bir uçak bileti bulduk. | Open Subtitles | ولقد عثرنا على تذكرة طيران (محجوزة بأسم الآنسة (دنفرز على رحلة من "نيويورك" إلى "لوس انجلوس" مدفوعة التكاليف من قِبَل "استر كوربس"؟ |
Zekân Aster Şirketi'ni karanlıktan çıkartıp vaat edilmiş topraklara götürebilir. | Open Subtitles | عقلك يمكنه قيادة (استر كوربس) للخروج من الظلام إلى الأرض الموعودة. |
Ben Aster Şirketi'nden Nicole Farington'ın yönetici asistanıyım. | Open Subtitles | هذا هو المساعد التنفيذي لـ(نيكول فارينجتون) بـ(استر كوربس) |
Aster Şirketi dünyanın en güçlü şirketlerinden biri ve karşılarına kim çıkarsa onu durdurabilecek türdeler. | Open Subtitles | (استر كوربس) أحد أقوى المؤسسات في العالم، وأعتقد أنهم لن يمتنعوا عن تدمير أي شخص يعترض طريقهم |
Aster Şirketi tüm zamanını ve kaynaklarını seni ve kızını bulmak için kullanacak. | Open Subtitles | (استر كوربس) سيستغلوا هذا الوقت وكل موادرهم محاولين العثور عليك وعلى إبنتك |
Ve tüm bunlar da Aster Şirketi'nin bunları örtbas etmeye çalışması yüzünden oluyor. | Open Subtitles | وأعتقد ان كل هذا محاولة من (استر كوربس) لتغطيته |
Mobius Aster Şirketi'nin alt birimlerinden biri. | Open Subtitles | --أيشير إلى شيء؟ (موبيوس) أحد شركات (استر كوربس) |
Öldürdüğü adamlar Aster Şirketi çalışanları. | Open Subtitles | الرجال الذين قتلهم يعملوا بـ(استر كوربس) |
Aster Şirketi çalışanlarıydı. | Open Subtitles | لم يكونوا مارة أبرياء لقد كانوا يعملوا في (استر كوربس) |
Aster Şirketi CEO'su Nicole Farington mı? | Open Subtitles | نيكول فارينجتون)، المديرة) التنفيذية لـ"استر كوربس" |