"استطعت إيجاده" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulabildiğim
        
    bulabildiğim tek şey bu. Ama işe yarar. Open Subtitles هذا كل ما استطعت إيجاده لكنه سيفي بالغرض
    bulabildiğim herkesle konuştum. Burada kimsesi yok. Open Subtitles تحدثت مع أي شخصٍ استطعت إيجاده ليس لديه عائلةٌ هنا
    Şey, ne yazık ki fazla zamanım yoktu ve kara borsa'da tek bulabildiğim şey buydu. Open Subtitles كنتُ مستعجلاً، كان هو الشيء الوحيد الذي استطعت إيجاده في السوق السوداء.
    Soyu tükenme tehlikesi altında olan hayvanlarla ilgili bulabildiğim tüm davalar. Open Subtitles هذا كل شيء استطعت إيجاده عن الحالات الإجرامية المتضمنة بيع الحيوانات المعرضة للانقراض
    Sonraki iki yıl boyunca, insanların pornografiyi ilk gördükleri ortalama yaş bunun beyinlerine yahut cinselliklerine nasıl etki ettiğine dair bulabildiğim ürkütücü ya da korkunç iddiaların tamamını inceledim. TED للسنتين التاليتين، بحثت في كل إدعاء مخيف استطعت إيجاده حول السن المتوسط الذي يشاهد فيه الناس الإباحية لأول مرة، أو ماذا تفعل لأدمغتهم وشخصيتهم الجنسية.
    Tüm bulabildiğim bu. Kuzeybatı Pasifik'in dışında özel bir mülkiyet. Open Subtitles هذا كل ما استطعت إيجاده ...تقريبا هي بالمنطقة الشمالية الغربية من المحيط
    Tüm bulabildiğim bu. Kuzeybatı Pasifik'in dışında özel bir mülkiyet. Open Subtitles هذا كل ما استطعت إيجاده ...تقريبا هي بالمنطقة الشمالية الغربية من المحيط
    Doktor, bulabildiğim ATMOS kurulmamış tek araç bu. Open Subtitles دكتور، هذا كل ما استطعت إيجاده لا يوجد "أتموس" بها
    Hey, tüm bulabildiğim bu. Open Subtitles أنت, هذا كل ما استطعت إيجاده.
    bulabildiğim tek şey bu. Kesin sesinizi. Open Subtitles هل كل ما استطعت إيجاده
    bulabildiğim her Ilaria binasını yakıp yıktım. Open Subtitles حرقت كلّ معقل (إيلاريا) استطعت إيجاده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more